GMK Röportajlar #37: Canan Tulca
GMK Röportajlar’ın 37’incisini Canan Tulca’ya ayırdık. Uzun yıllardır GMK üyesi olan Tulca, her türlü mekânın marka kimliğini ve tasarım ihtiyaçlarını bütünsel bir şekilde ele aldığı çalışmalarını ortak kurucusu olduğu Kitchen-ist bünyesinde sürdürüyor.
- Yazar Admin, 29.01.2025
GMK Röportajlar’ın 37’ncisini Canan Tulca’yla gerçekleştirdik. Tulca uzun yıllardır GMK üyesi. Restoran, kafe, bar, otel, mağaza, müze, ofis vb. her türlü mekânın marka kimliğini ve tasarım ihtiyaçlarını bütünsel bir şekilde ele aldığı çalışmalarını ortak kurucusu olduğu Kitchen-ist bünyesinde sürdürüyor. Bunlar arasında dünyaca ünlü Hermes markasının Türkiye'deki ilk pop-up mağazasının tasarımı, İstanbul ve yurtdışındaki çeşitli tarihî eser türü yapılarda gerçekleştirdiği marka mekân çalışmaları yer alıyor. Sektörde emek sömürüsü ve fikrî mülkiyet ihmallerinin hâlâ çok fazla olduğuna dikkat çeken üyemizle, profesyonel kariyeri, tasarımcının denge kurucu rolü ve mesleğin geleceğine dair bir sohbet gerçekleştirdik.*
Grafik tasarımcı olmaya nasıl karar verdiniz? Bize serüveninizden bahseder misiniz?
Mimar bir babanın kızıyım. Beni resim, çizim yapmam konusunda motive eden şey de evde her zaman çizim yapan birinin olması ve babamın mesleğini severek yapmasıydı sanırım. Sadece mimariyi değil projelerdeki her unsuru tasarlamayı severdi. İlk logo tasarımını onda görmüştüm. Renklerin, formların ve hikâyelerin bir araya gelme biçimlerine hayranlık duyardım. Babamın projelerini renklendirir, sahilden topladığım dal parçaları ve taşlarla objeler yapar, resim ve el işi gibi dersleri iple çekerdim. Akçay gibi küçük bir kasabada yaşamak da kendi kendime oyalanacak zamanımın olmasını sağlıyordu. Ortaokuldan sonra İzmir Güzel Sanatlar Lisesi Resim Bölümü’nü kazandım. Lise yıllarımda plastik sanatlardansa tasarıma yöneleceğimi anladım, bu nedenle Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi’ni kazanmayı amaçladım. Gönlümden geçen iç mimarlıktı; ama Grafik Tasarım Bölümü’nü kazandım. Bu sanırım biraz kader biraz da seçici kurulun doğru kararıydı. Çünkü okurken bölümümü her geçen gün daha da sevdim. Bu alanın yaratıcı özgürlüğü ve iletişim gücü beni çok etkiledi. Tasarımın sadece estetik bir olgu değil, bir anlatım ve ifade biçimi olduğunu fark ettim. Mezun olduktan sonra 8 yıl McCann Erickson, Alametifarika gibi Türkiye’nin önde gelen reklam ajanslarında Yeni Rakı, Matraş, Tuborg – Carlsberg, Toyota, Pınar, Garanti Emeklilik, Duru, Solo, L’Oreal, Gnçtrkcll, Coke Zero, Saab vb. tanınmış markalara sanat yönetmenliği yaptım. Daha sonra hem lise hem de üniversiteden arkadaşım ve iç mimar ortağım Nihal Akarsu ile kendi tasarım ofisimiz Kitchen-ist’i kurduk. Disiplinlerarası, bütünsel bir yaklaşımla, mekânlara kimlik ve ruh kazandırma, onları markalaştırma ve hikâyelerini anlatma yolculuğuna işte böyle adım attık.
Rey Organic için mekân, tabela, menü, ambalaj tasarımı, İstanbul Havalimanı Dış Hatlar ve Zorlu Center, İstanbul, 2024
İletişim tasarımında ilgi duyduğunuz/çalıştığınız spesifik bir alan var mı?
Evet. Biz marka ve mekân tasarımı yapıyoruz. Restoran, kafe, bar, otel, mağaza, müze, ofis vb. her türlü mekânın marka kimliğini, bütünsel bir şekilde, dokunduğu her noktada yaşatmak için çalışıyoruz. Aslında iletişim tasarımının temelini atıyoruz diyebilirim. İsminden logoya, kurumsal kimlik elemanlarından, ambalajları, yönlendirme tasarımları, mekânsal grafik çözümleri, menüleri ve üniformalarına kadar bir mekânın her türlü tasarım ihtiyacını karşılıyoruz.
Sizce bir tasarımcının tasarım anlayışı ile müşterinin beklentileri veya kararları arasında nasıl bir denge olmalı?
Sanırım sanat ile tasarım arasındaki ayrım burada belirginleşiyor. Müşteri ve ihtiyaç olgusu yaptığımız işi sanattan ayıran nokta. Örneğin bir tasarımcının üslubu zamanla oluşabilir, fakat bunun hafif fark edilir düzeyde kalmasının daha doğru olduğunu düşünüyorum. Çünkü tasarımın kendi doğasında farklı olma, bazen zamana ayak uydurma, bazense zamansız olma çabası varken tasarımcının üslubunun sabit kalması fikri bana uzak geliyor. Düşünsenize farklı film karakterlerini hep aynı kişi aynı tarzda seslendiriyor. Benim yaptığım işi düşünürsek de her markanın ihtiyacı, dili, karakteri farklıdır; belli bir üslubu sahiplenmek, benzer dilde ve kimlikte markalar ortaya çıkmasına sebep olabilir. Ama tabii ki, tasarım anlayışı sadece üsluptan ibaret değildir. Tasarımcının vizyonu, estetik anlayışı ve çalışma prensipleri müşterinin ihtiyaç ve hedefleriyle buluşmalıdır. Tasarım süreci bir denge sanatı. Bu dengeyi sağlamak için her iki tarafın da birbirini anlaması çok önemli. Tasarımcı aynı zamanda bir danışmandır; müşteri danıştığına saygı duymalı, tasarımcı da müşterisini iyi dinleyip anlamalı. Bizim için brief çok önemli, ama brief her zaman verilmez, bazen de alınır derim.
Inari Omakase Sushi Lounge Bar için marka mekân tasarımı (marka kimliği, menü, yönlendirme ve ambalaj tasarımları), Kuruçeşme-İstanbul, 2016
Bugüne dek yaptığınız işler arasında sizin için en önemli olanlar hangileri?
Kitchen-ist’te hayata geçirdiğimiz marka mekân projeleri benim için çok değerli. Geniş kitleler tarafından bilinir ve beğenilir olması da gurur verici bir durum. Bazen yepyeni bir marka yaratıp ona ruh kazandırmak, bazen de var olan bir markanın hikâyesini yeniden yorumlayıp kimliğini mekânın dokularına, renklerine ve atmosferine işlemek beni çok heyecanlandırıyor. En önemlisi diyemesem de projelerimiz arasında İnari Kuruçeşme’nin ayrı bir yeri var. Bize birkaç ödül getirmesi, bilinirliğimizi artırması sebebiyle bizim için önemli bir projeydi. Dünyaca ünlü Hermes markasının Türkiye'deki ilk pop-up mağazasını tasarlamış olmamız da bizim için gurur vericiydi. Bunun yanı sıra tarihî eser türü yapılar üzerinde çalışmayı, bir isim verip onları bir kimlikle hayata döndürmeyi çok seviyorum. Örneğin yarattığımız Mr. Cas Hotels adlı mekân, 1903 tarihli bir yapıydı. Ecole St. Pierre Hotel, Il Cortile ve i-guru Cafe Lounge Bar ise içinden 14.yy’dan kalan Galata surları geçen, 1842 tarihli St. Pierre Manastırı yapılarıydı. Şimdi ise Selanik’te 1922’de inşa edilmiş, sanatsal bir tarihî eser olarak kabul edilen bir binada butik otel projemiz var. Tarihî eserlerle çalışmak ve değerlerini gün yüzüne çıkarıp onlara hayat vermenin bir tasarımcı olarak beni manevi yönden çok beslediğini söyleyebilirim.
Mr. Cas Hotels için marka mekân tasarımı (marka kimliği, oda kartları-oda bilgilendirme, yönlendirme tasarımları ve mekânsal grafik tasarımlar), Beyoğlu-İstanbul, 2016
Bugüne dek sizi en fazla etkileyen tasarım hangisi ve neden?
Çocukluğumda evimizde olan bir tirbuşon… Babam tasarım ürünlerine meraklıydı. Bu tirbuşon basit bir şeydi. Hâlâ çok başarılı bir tasarım olduğunu düşünüyorum ama tasarımcısını bulamadım. Beni etkileme sebebi ise bir ihtiyaca akıllıca ve çok basitçe bir çözüm bulmasıydı. Kolları olmadan, hiç güç uygulamadan üst kısımdaki parçayı ters yöne atıp aynı yöne çevirerek mantar kolayca çıkıyordu. Buradaki zekâ beni çok etkilemişti.
Ecole St. Pierre Hotel için marka mekân tasarımı (marka kimliği, oda kartları-oda içi bilgilendirme, yönlendirme tasarımları ve mekânsal grafik tasarımlar), Galata-İstanbul, 2021
Yaşadığınız şehrin tasarımlarınızı etkilediğini düşünüyor musunuz?
Kesinlikle! İstanbul, geçmişin izleri ve modern dünyanın dinamiklerini bir arada sunan eşsiz bir şehir. Bu kültürel çeşitlilik, tasarım sürecimde hem ilham hem de yaratıcılık kaynağı oluyor. İstanbul’un her köşesi bana yeni bir hikâye, yeni bir perspektif sunuyor.
Bugüne dek işlerinizde telif sorunlarıyla karşılaştınız mı? Tasarım alanında dikkatinizi çeken ya da öncelikli gördüğünüz benzeri sorunlar nelerdir?
Biz özgün işler üretiyoruz. Bizim tarafımızda yaşamadık ancak sektörde hâlâ emek sömürüsü var, fikrî mülkiyetin ihmal edildiği durumlar da çok fazla. İşlerimizin hakları satın alınmaksızın rahatlıkla kullanılabilmesi mesleki açıdan bizleri çok yaralıyor. Daha da yaralayan bir durum ise kendi meslektaşlarımızın ortak projelerde veya değil, yapmadığı işleri sahiplenip rahatsızlık duymadan üzerlerinden prim yapabilmeleri. Bu konuda etik değerler maalesef iyi seviyede değil. Bu şahıs ve firmalar bilinmelerine rağmen sektörde kınamayla dahi karşılaşmıyorlar. Tasarımcıların haklarının korunması, sektörün geleceği açısından çok önemli. GMK gibi platformların mesleki etik değerler ve hakların korunmasıyla ilgili belki daha fazla çalışması ve bunun iletişimini yapması gerekebilir.
IL Cortile Ristorante Pizzeria için marka mekân tasarımı (marka kimliği, menü, yönlendirme, üniforma tasarımları ve mekânsal grafik tasarımlar), Galata-İstanbul, 2021
İletişim tasarımı alanındaki güncel işleri takip ediyor musunuz? İlgiyle takip ettiğiniz tasarımcılar/projeler var mı?
Takip etmeye çalışıyorum diyelim. Kurucu ortağı Pum Lefebure olan Design Army’nin işlerini beğeniyorum. Cesur, renkli, bold işler hoşuma gidiyor.
Size göre iyi tasarım nedir?
Zor soru… Fonksiyon ve estetiği iyi dengeleyen, zekâ pırıltısı barındıran, farklı, cesur, etki bırakan işlere iyi tasarım diyebilirim.
Son dönemde üzerinde çalıştığınız yeni projeleriniz var mı?
Tabii. Paris Maison&Object fuarı için Uniqka stand projemizi henüz yeni bitirdik. Şu an İstanbul’da aktif olan, “OTTO BITE” ismini vererek gelenekselden ilham aldığımız modern bir “helva kafe” projemiz var. Selanik’te bahsettiğim 1922 tarihli binada butik otel projemiz devam ediyor. Kırgızistan Bişkek’te, Sheraton Hotel içinde bir teras restoran işimiz var. Bunların hepsinin marka mekân tasarımlarını yapıyoruz. Hermes pop-up mağazasını ufak dokunuşlarla yeniliyoruz, gelecek sezona yepyeni bir konsept ve hikâyeyle bir mağaza tasarımı işimiz ve yine Bişkek’te bir AVM dış cephe, iç genel alan yenileme, logo tasarımı gibi konsept yenilediğimiz bir revizyon projemiz var.
i-guru Cafe Lounge Bar için marka mekân tasarımı (marka kimliği, menü, yönlendirme, üniforma tasarımları ve mekânsal grafik tasarımlar), Galata-İstanbul, 2022
Cafe Marmara için marka mekân ve el yapımı seramik tasarımı, Taksim-İstanbul, 2023
Tasarım dışında uğraştığınız alan(lar) var mı?
İşim çok zamanımı alıyor ama seyahat etmek tutkum. Fırsat buldukça yeni yerler görmeye çalışıyorum. Yıllarca birçok spor dalına ilgi duydum; fırsat buldukça paten kayarım, yüzerim, kışları snowboard yaparım. Kısa bir süre binicilik dersleri, tenis dersleri aldım ama sürdüremedim, tekrar dönmek çok istiyorum. Ayrıca araştırma yapmayı ve yazmayı çok seviyorum. İşimle ilgili tüm yazı işleri benden sorulur, belki bir gün bu yönümü daha da geliştirebilirim.
The Steeve Creative Local Restaurant için marka mekân tasarımı (marka kimliği, menü, yönlendirme, üniforma tasarımları ve mekânsal grafik tasarımlar), Kuruçeşme-İstanbul, 2020
Ne zamandır GMK üyesisiniz? GMK’nın çalışmaları hakkında ne düşünüyorsunuz?
GMK’dan ilk haberdar olduğumda üniversitedeydim. Çoğu öğretmenim de GMK’ya oldukça aktif şekilde katkı sağlıyordu. Yani öğrenciliğimden bu yana GMK ile her zaman bir etkileşimim vardı. Uzun senelerdir de üyesiyim. Çalışmalarını mümkün olduğunca takip etmeye çalışıyorum. 2018’de GMK Kampüs etkinliği kapsamında Konya Selçuk Üniversitesi’nde konuşmacı olarak bulunmuştum. Portfolyo Günleri gibi bu da çok faydalı bir etkinlikti. Geleceğin meslektaşlarıyla buluşmanın, bir nebze de olsa onlara motivasyon sağlamanın çok önemli olduğunu düşünüyorum. O nedenle bence hem mesleğimizi tanıtmak hem de ilham kaynağı olmak için üniversite, hatta lise ve ilköğretimlerle bile etkileşim halinde olmalıyız. Tabi en önemli çalışmalardan biri ise şüphesiz Grafik Tasarım Sergisi ve ödülleri. Her yıl başarıyla gerçekleştiriliyor, sektör için de gerçekten çok önemli ve bildiğim kadarıyla bu alanda Türkiye’de tek. Kitaplar, yayınlar, röportaj serileri, etkinlikler büyük bir özveri ve emekle oluşturuluyor. Emeği geçen herkese katkılarından dolayı kendi adıma teşekkür ederim. Sadece bu kıymetli çalışmaların daha fazla ve daha çeşitli alanlarda duyurulması gerektiğini düşünüyorum. Tabi bu tür oluşumlarda gönüllülük esas olduğundan, halihazırda sektörde yoğun bir şekilde çalışan meslektaşlarımızın büyük bir fedakarlık ve özveriyle çalıştığının de farkındayım ve bunu gerçekten takdir ediyorum. Umarım bizler de daha fazla katkı sağlayabiliriz.
hüp-in Bubble Tea Stop için marka mekân tasarımı (marka kimliği, menü, yönlendirme, üniforma tasarımları ve mekânsal grafik tasarımlar), Beşiktaş-İstanbul, 2024
Mesleğinizin geleceği hakkında ne düşünüyorsunuz?
Bizim gibi, yani grafik tasarım, iç mimari ve birçok disiplinle çalışan ofisler çoğaldı. Biz yıllarca bu tür işlerin tek bir ekipten çıkmasının daha doğru olduğunu savunduk ve gerek üniversitelerde gerekse farklı platformlarda yaptığımız konuşmalarda bunu anlattık. Bugün bu tür ofislerin gittikçe artmasının iyiye işaret olduğunu düşünüyor ve kimlik bütünlüğü olan daha özgün, estetik marka ve tasarımlar göreceğimize inanıyorum. Tasarımın geleceği teknolojiyle iç içe olacak gibi. Ancak bu, yaratıcılığın ve insan dokunuşunun değerini azaltmayacak. Tek endişem etik.
Günümüzde teknolojinin grafik tasarıma etkileri üzerine ne düşünüyorsunuz?
Ben olumsuz bir yönüyle karşılaşmadım. İnsandaki yaratıcılık, hayal gücü çok biricik. Teknoloji ancak buna bir araç olabilir. Araçlar iyileştikçe çıkan sonuçlar da iyileşecektir.
iwa Far East Restaurant için marka mekân tasarımı (marka kimliği, menü, yönlendirme ve üniforma tasarımları), Bişkek-Kırgızistan, 2020
Grafik tasarımın toplum üzerindeki etkisi ve tasarımcının sorumlulukları hakkında ne düşünüyorsunuz?
Grafik tasarım, insanlarla görsel olarak iletişim kuruyor, bu anlamda çok önemli. Göz eğitilebilen bir organ, iyiye alışan göz kötüyü daha iyi ayırt edebilir. O nedenle tasarımcılar ne kadar doğru ve estetik işler üretirse toplum o kadar bilinçli ve iyi algılayabilen, tercih eden olacaktır. Tasarımcı, ticari açıdan mümkün olduğunca idealist ve üst bir yaklaşım benimseyip kendilerini çok iyi yetiştirmekle yükümlü diye düşünüyorum. Tasarımcı, yaptığı tasarımın doğruluğuna güvendiği noktada, sebep ve sonuçlarını nedenleriyle anlatmalı, savunmalı ve ikna etmelidir. Bu da kabiliyet ve donanımla olacaktır. Çünkü gözümüzü yoran, bizleri mutsuz eden görsel dünyadan bizler de sorumluyuz. Tasarımcılar bu misyonu sahiplenmeli diye düşünüyorum.
Bugünkü siz, mesleğinin henüz başındaki size ne söyler?
Hayal gücüne güven!
*Röp. Aycan Erarslan (GMK Üyesi)