GMK Röportajlar #34: Doğukan Karapınar

GMK Röportajlar’ın 34’üncüsünü üyemiz Doğukan Karapınar’a ayırdık. Profesyonel çalışmalarını ortak kurucusu olduğu Sömestr Studio ve Element Type bünyelerinde sürdüren Doğukan Karapınar’la çalışmaları, tasarımda sorumluluk ve mesleğin geleceğine dair bir sohbet gerçekleştirdik.

  • Yazar Admin, 31.07.2024

GMK Röportajlar’ın 34’üncüsünü üyemiz Doğukan Karapınar’a ayırdık. Marka tasarımının üretmekten en keyif aldığı alan olduğunu belirten ve markalaşma sürecindeki yeni girişimlerin yanında yer almayı, onlar için üretmeyi kendisi için “mükâfatlandırıcı bir deneyim” olarak nitelendiren tasarımcı, 10 yıldır GMK üyesi. Profesyonel çalışmalarını ortak kurucusu olduğu Sömestr Studio ve Element Type bünyelerinde sürdüren Doğukan Karapınar’la çalışmaları, tasarımda sorumluluk ve mesleğin geleceğine dair bir sohbet gerçekleştirdik. *

img_2620_c.jpg (729 KB)


Grafik tasarımcı olmaya nasıl karar verdiniz? Bize serüveninizden bahseder misiniz?

İlkokuldan beri defterlerime harfler çizer, logo ne demek bilmezken kendi ismim için çeşitli logolar tasarlardım. Aynı kelimeleri defalarca farklı şekillerde çizmek bana çok eğlenceli gelirdi. 10 yaşındayken de annemin yaptığı büyük bir sürprizle evimize karne hediyesi olarak bir bilgisayar geldi. Windows 98 ve 56k modem yıllarıydı. Çok merak etmiştim nasıl çalıştığını. O bilgisayarda içine bakmadığım klasör, denemediğim program kalmamıştır. Winamp gibi tasarımı özelleştirilebilen programlar, oyunlardaki karakterlerin dosyalarını MS Paint’te açıp üstüne çizdiğim yeni desenler, sistem fontlarını değiştirip her yeri Comic Sans’a bulamak, beni hayretler içinde bırakan ekran koruyucu animasyonları... Meraklı bir çocuktum ve bu sayede çok erkenden ve bilmeden de olsa grafik dünyasında adım atmış oldum. Zamanla MS Paint’in yeteneklerini kısıtlı bulup Photoshop’u keşfettim. Bu keşif benim için yeni bir dünyanın kapılarını araladı diyebilirim. Kitaplardaki yazıların, video oyunlarının, televizyondaki görüntülerin ve tasarımların nasıl oluşturulduğunu anlamaya başlamıştım. Yani birkaç ilgi alanım tek bir yerde toplanıyor gibiydi. “Bu afişleri, dergileri birileri çiziyor, üretiyor. Ben de onlardan biri olabilirim” diye düşünmeye başladım. Lise yıllarına geldiğimde bunun bir meslek olduğunu öğrendim, sonra da hiç düşünmeden meslek lisesinde grafik tasarım ve fotoğrafçılık bölümüne kaydoldum. Üniversiteye hazırlanmak bile zor olmamıştı, doğal ortamımdayım gibi hissettim hep. Marmara Üniversitesi Grafik Tasarım Bölümü’nde de işin teorik kısmını öğrenmeye başladım, daha da sevdim ve bugüne kadar geldik. Yani 90’larda tesadüfen grafik tasarımcı olmaya karar vermişim.  

pomus-logo.gif (1.97 MB)
Pomus, Marka Kimliği, 2024, Sömestr Studio

pomus_bizcards.png (3.88 MB)

pomus_SDCard.png (3.80 MB)

pomus_stage.png (1.09 MB)


İletişim tasarımında ilgi duyduğunuz/çalıştığınız spesifik bir alan var mı?
Marka tasarımı, üretmekten en keyif aldığım alan oldu genellikle. İnsanların benimseyeceği, yıllar boyunca kullanacağı bir logo, bir simge yaratmak bence heyecan verici. Eşim Dilara Şebnem Esendemir ile Sömestr’ı kurarken de amacımız en çok “yeni marka” yaratmaktı. Yeni bir girişime atılan insanların yanında yer almak, onlar için üretmek ve ürettiklerimizi onların benimsemesini sağlamak benim için çok mükâfatlandırıcı bir deneyim oluyor. Ayrıca izleyicilerin görsel tasarımlarla karşılaştığı mecralar hep değişiyor, gelişiyor. Markaların görsel dünyalarını hem dijital hem basılı mecralara uyarlamak ve onları gelecekteki yeni ve henüz bilinmeyen deneyimlere hazırlamak çok eğlenceli bir uğraş. Bir logo hem bir üniformanın üstündeki nakış işlemede, hem de televizyondaki packshot animasyonunda aynı özenle çalışılmışsa işte o zaman başarılı olduk diyorum.

terrain-be-cover.png (75 KB)
Terrain, Yazıyüzü tasarımı, 2022, Element Type / İbrahim Kaçtıoğlu'yla birlikte

terrain-cover-1.png (117 KB)


Sizce bir tasarımcının tasarım anlayışı ile müşterinin beklentileri veya kararları arasında nasıl bir denge olmalı?

Grafik tasarımcılığı profesyonel bir hizmet olarak görüyorum. Yani müşteri beklentileri bu işin odağında ve tasarımcı bu beklentileri yönetmek sorumluluğunda. Ama sadece müşteriye karşı değil bu sorumluluğumuz. Aynı zamanda yaptığımız tasarımlarla karşılaşan, onları tüketen hedef kitleyi, “vatandaşı” da hesaba katmak gerekiyor. Yani sadece müşterinin beklentilerini karşılamak ve projenin kullanıcısını, izleyicisini göz ardı etmek kötü işler üretmeye yol açıyor. Ben müşteriyle ikili ilişkileri iyi kurmaya ve iki taraf için net sınırlar çizmeye dikkat ediyorum. Hem kendi ekibim hem müşterinin ekibi birbirlerinin uzmanlığına saygı göstermek durumunda. Bu biraz daha yeni öneriler sunmayı, müşterinin bakış açısını genişletmeyi kolaylaştırıyor. İyi ve güzel grafikler üretmek önemli ve tasarımcı için tatmin edici, ama müşterinizi sizin baktığınız yerden bakmaya davet etmeden kendinize o alanı açamıyorsunuz.

 
rolanti-opener.png (58 KB)
Rolanti,  Yazıyüzü tasarımı, 2015, Element Type / İbrahim Kaçtıoğlu'yla birlikte


Bugüne dek yaptığınız işler arasında sizin için en önemli olanlar hangileri?

Üniversite yıllarımda Troia Festivali için tasarladığım afişle duygusal bir bağım var hala. Ama Sömestr’ı kurduktan sonra yaptığım projelerin yeri benim için çok ayrı. Vagon ve Pomus Studio’nun marka kimlikleri, Fashion System dergisinin tasarımı listemde üst sıralarda. Yeni tamamladığım Terrain yazıyüzü ailesini de bunların arasına katabiliriz.

troia-afis.jpg (327 KB)
54. Uluslararası Troia Festivali, Afiş tasarımı, 2017

fs01.jpg (590 KB)
Fashion System, Süreli Yayın Tasarımı, 2019, Sömestr Studio / Dilara Şebnem Esendemir'le birlikte

fs03.jpg (549 KB)

fs07.jpg (486 KB)


“Bugüne dek sizi en fazla etkileyen tasarım hangisi ve neden?
Lego. Müthiş bir ürün, boş bir tuval, herkesin benimseyebileceği bir marka ve sahiplendiği yaratıcı tavır.”

"Yaşadığınız şehrin tasarımlarınızı etkilediğini düşünüyor musunuz? 
Günlük hayatta karşılaştığımız görsellerin, tabelaların, kıyafetlerin, film ve müzik gibi sanat eserlerinin ürettiğimiz şeylere küçük parçalar halinde tesir ettiğine inanıyorum. Her bir şehir farklı manzaralar, farklı insanlar ve farklı mimari öğeler sunuyor bize, bu da düşünce biçimimizi, dolayısıyla tasarımları etkiliyor olabilir. Öte yandan görsel öğeleri sadece fiziksel çevremizde değil, dijital mecrada da tüketiyoruz. Sosyal medyada gördüğümüz şeylerin tektipleşmesinin bizi daha çok etkilediğini düşünüyorum. Artık tüm metropoller birbirine benziyor, küçük şehirler de metropolleşiyor. Toronto’da küçük bir kafede karşılaşacağınız bir el ilanı ile İstanbul’da butik bir pizzacının menüsü tasarım olarak birbirinden çok uzak değil. Çünkü tasarımcılar ortak mecralardan besleniyor. Her şehrin kendine has bir estetiği olsaydı kesinlikle ürettiklerimizi etkilerdi, ama bu pek kalmadı gibi. Belki de öyle yerleri aramak, büyük şehirlerden kaçmak gerek.

vagon-opener.jpg (277 KB)
Vagon, Marka Kimliği, 2020, Sömestr Studio

vagon-app01.jpg (367 KB)

vagon-campaign02.jpg (155 KB)

vagon-web2.jpg (228 KB)


Bugüne dek işlerinizde telif sorunlarıyla karşılaştınız mı? Tasarım alanında dikkatinizi çeken ya da öncelikli gördüğünüz benzeri sorunlar nelerdir?
Kendi projelerimde herhangi bir telif sorunuyla karşılaşmadım. Fakat dünyada da yaygın olmakla beraber en çok burada gerçekleştirdiğim projelerde karşılaştığım ve bilgisizlik sebebiyle olduğunu düşündüğüm bir font lisanslama problemi gözlemliyorum. Herhangi bir fontu satın almadan kullanmak, satın alınmış olsa bile müşterilerle ya da diğer tasarımcılarla lisansı haricinde font dosyalarını paylaşmak lisans ihlalidir. Ayrıca bir font dosyasını düzenleyerek yeniden kaydetmek yasal değildir ve direkt olarak telif yükümlülüğü getirir. Bunları bilenlerin de, yasal olarak takibi zor olduğu için “bir şey olmaz” diyerek görmezden geldiği bu durum ülkemizde yazı tasarımının gelişmesini engelliyor. Bu konuda genç tasarımcıların bilinçlenmesi uzun vadede ülkemizde tipografiye olan hassasiyetlerin de artmasını sağlayacak.  

koza-billboard.jpg (904 KB)  
2020 Koza Genç Moda Tasarımcıları Yarışması, Kampanya Tasarımı, 2020, Sömestr Studio / Dilara Şebnem Esendemir'le birlikte



İletişim tasarımı alanındaki güncel işleri takip ediyor musunuz? İlgiyle takip ettiğiniz tasarımcılar/projeler var mı? 
Çok uzun yıllardır üreten tasarımcıların güncel projelere yaklaşımları çok ilgimi çekiyor, en çok onları takip ediyorum. Örneğin Neville Brody, François Rappo, Paula Scher ya da Peter Saville gibi tasarımcılar hâlâ aktifler ve yeni bir proje yayınladıklarında yaklaşımlarını anlamak, güncel problemlere buldukları çözümleri öğrenmek için tüm detaylarını inceliyorum. Kendi düşüncelerimi, yaklaşımlarımı onlarınkilerle karşılaştırıyorum.   

hippo-reveal.gif (967 KB)
Hipporello, Marka Kimliği, 2021, Sömestr Studio / Dilara Şebnem Esendemir'le birlikte

 

hippo-fluid.gif (1.29 MB)

 hippo-06.png (148 KB)


Size göre iyi tasarım nedir?

Fonksiyonunu yerine getirirken estetik kaygılara da cevap verebilen, inovatif tüm yaratımlar.

Son dönemde üzerinde çalıştığınız yeni projeleriniz var mı?
İki yılı aşkın bir süredir İbrahim Kaçtıoğlu’yla ortak kurduğumuz Element Type Foundry üzerinde çalışıyorum. Bağımsız olarak devam ettirdiğimiz yazıyüzü ve tipografik tasarım pratiklerimizi daha da ileriye taşımak için güçlerimizi birleştirip Element’i hayata geçirdik. Tasarım özgünlüğü ve teknik üstünlük anlamında ülkemizi de aşıp global alanda yer edinmek gibi iddialı bir hedefimiz var. Hâlihazırda beş yazıyüzü ailesi web sitemizden satın alınıp lisanslanabiliyor, iki yeni proje de yolda. 

intern-cover.png (69 KB)
Intern, Yazıyüzü Tasarımı, 2023, Element Type / İbrahim Kaçtıoğlu'yla birlikte

intern-web03.png (91 KB)

intern-web05.png (51 KB)


Tasarım dışında uğraştığınız alan(lar) var mı?

Sürekli yaratıcı kalabilmek için bir rutin oluşturmanın önemli olduğunu düşünüyorum. Bazen tasarımdan uzaklaşmak ve dikkatimi farklı yönlere vermek bu rutinin sürdürülebilir olmasına yarıyor. Tasarımcı olmak zihinsel olarak en mükâfatlandırıcı mesleklerden biri kesinlikle, ama yine de ilgi alanlarını genişletmek ve onlardan beslenmek gerekli. Bateri çalmak ve yüzmek yıllardır devam ettirdiğim uzun süreli uğraşlarım.

fidelle-02.jpg (417 KB)
Fidelle, Marka Kimliği, 2020, Sömestr Studio / Dilara Şebnem Esendemir'le birlikte

fidelle-08.jpg (217 KB)

fidelle-20.jpg (289 KB)


Ne zamandır GMK üyesisiniz? GMK’nın çalışmaları hakkında ne düşünüyorsunuz?
On yıla yakın süredir GMK üyesiyim. GMK grafik tasarım mesleği için çok önemli, örgütlenmek ve mesleğimizi ilgilendiren konular üzerinde kamuoyu oluşturabilmek gibi bir imkân veriyor bize. 

05.jpg (794 KB)
Assemblage Studios, Marka Kimliği, 2021, Sömestr Studio / Dilara Şebnem Esendemir'le birlikte

11.jpg (419 KB)


Mesleğinizin geleceği hakkında ne düşünüyorsunuz?
Görsel iletişim her yerde. Markalaşmadan bir ürünün popülerleşmesi eskiye göre neredeyse imkânsız. Akıllı cihazlar ve uygulamalarla günlük hayatımızda hiç olmadığı kadar bütünleşik. Grafik tasarımcılar da bunları geliştirecek ve kitlelere tanıtacak yegâne meslek grubu. Güncel kaldığımız ve özgün işler yaptığımız sürece, her zaman kültürel ve ticari hayatta yerimiz olacak diye düşünüyorum.  

gonzalo-thumb.jpg (406 KB)
Gonzalo Miranda, Web Sitesi Tasarımı, 2020, Sömestr Studio

gonz-home.jpg (452 KB)


Günümüzde teknolojinin grafik tasarıma etkileri üzerine ne düşünüyorsunuz? 
Yeni teknolojiler mesleğimiz için tehditmiş gibi görünse de uzun vadede yaratıcı insanların hep değerli kalacağını düşünüyorum. Yapay zekâ gibi teknolojiler etik problemlerinden arındırılıp bizim için bir araç olarak kullanılabilir ve bizi daha üretken yapabilirler. Bunları benimseyip yine en iyi yaptığımız şeyi, fikir üretmeyi devam ettirdiğimiz sürece tasarım mesleğinin revaçta olacağına inanıyorum. Bir algoritma binlerce veriyi harmanlayıp istediğiniz cevabı verebilir ama doğru soruları sorabilmek yaratıcı insanların işi. Grafik tasarım duygusal çağrışımlarla iç içe ve bu çağrışımları bizden daha iyi yapan kimse olmayacak. Tabii ki çevremiz bu kadar hızlı değişirken bizim de değişime ayak uydurmamız, hatta ona yön verebilmemiz gerekiyor.

node-metaverse.jpg (679 KB)
Node, Yazıyüzü Tasarımı, 2021, Element Type / İbrahim Kaçtıoğlu'yla birlikte

node-2.png (2.83 MB)



mvst-01.jpg (120 KB)
 Metavest, Marka Kimliği, 2022, Sömestr Studio / Dilara Şebnem Esendemir'le birlikte

mvst-card-2-thumb.jpg (138 KB)


Grafik tasarımın toplum üzerindeki etkisi ve tasarımcının sorumlulukları hakkında ne düşünüyorsunuz?
Mesleğimiz, kültürel ve ticari ürünlerin kitlelere ulaşmadan evvel ele alındıkları son halkalardan biri. Bir gıda ürünü paketlenirken, bir festival duyurulurken, yeni bir siyasi parti tanıtılırken, sosyal medyada kamuoyu oluşturulurken ve bunlara benzer sayısız farklı noktada grafik tasarımcı üretim yapıyor. Bu kadar kritik bir noktada yer aldığımız için tüm tasarımcıların yüksek bir etik bilinçle hareket etmesi gerekiyor. Sadece ticari ilişkide olduğumuz müşterimize değil, topluma karşı da sorumluyuz. Malzeme seçerken çevreye en zararsız olanını aramak, basılı bir ürün tasarlarken en az hammadde kullanan fikri geliştirmeye çalışmak gibi en küçük adımlar bile büyük kazanımlar getiriyor. Toplumsal sorumluluklarımızın sadece çevresel konularla da sınırlı olmadığını düşünüyorum. Büyük kitlelere ulaşabilecek her üretimimizde yanlış ve yanlı mesajlar vermemek için bir çaba sarf etmek, müşterilerimizi eğitmek ve görsel kirliliği önlemek de topluma yapabileceğimiz katkılar arasında. Bir müşteri için çalışırken bunların hiçbirinde başarılı olamayabiliriz gibi görünse de yapabileceğimiz minik katkılar kartopu etkisiyle büyüyor. 

Bugünkü siz, mesleğinin henüz başındaki size ne söyler?
Çalışmak önemli, keyfini çıkarmak daha önemli.

 

*Röp. Behiye Aycan Erarslan (GMK Üyesi)