GMK Röportajlar #33: Zeynep Özüm Ak

GMK Röportajlar’ın 33’üncüsünü üyemiz Zeynep Özüm Ak’a ayırdık. 2019’dan beri GMK üyesi olan ve profesyonel çalışmalarını ortak kurucusu olduğu Studio Beautiful Problems çatısı altında sürdüren Zeynep Özüm Ak’la çalışmaları ve mesleğin geleceğine dair bir sohbet gerçekleştirdik. 

  • Yazar Support, 11.07.2024

GMK Röportajlar’ın 33’üncüsünü üyemiz Zeynep Özüm Ak’a ayırdık. Yazı, ses, kültür, alfabe, harf ve yazıyüzlerinin tasarım disiplini içinde en çok ilgisini çeken konulardan olduğunu belirten tasarımcı, iyi tasarımı da “üreten kişiye göre farklılık gösteren, belirli bir kaygıyla incelikli düşünülerek kurgulanmış, bakan kişiye düşünme alanı yaratan çıktı” olarak nitelendiriyor. 2019’dan beri GMK üyesi olan ve profesyonel çalışmalarını ortak kurucusu olduğu Studio Beautiful Problems çatısı altında sürdüren Zeynep Özüm Ak’la çalışmaları ve mesleğin geleceğine dair bir sohbet gerçekleştirdik. *

z_ozum_ak1.png (3.74 MB)


Grafik tasarımcı olmaya nasıl karar verdiniz? Bize serüveninizden bahseder misiniz?
Açıkçası tasarımcı olmak benim için öyle hesaplı, hedefine ulaşmış bir amaç değildi. Liseden sonra hem üniversite tercihlerimi yaptım hem de yetenek sınavlarına girdim. Yetenek sınavını (şaşırtıcı bir şekilde) kazanmış olmama rağmen eğitimime Biyomedikal Mühendisliği Bölümü’nde devam ettim. Okul bittikten sonra yeniden yetenek sınavlarında şansımı denemek için Ankara’dan İstanbul’a geldim. O dönem girdiğim yetenek sınavları arasında bir tek, sınav kâğıdını çöp adam çizip verdiğim Yıldız Teknik Üniversitesi İletişim Tasarımı Bölümü’nünkini kazandım. Ne şanslıyım ki incelikle düşünülmüş, muhteşem bir temel tasarım dersi müfredatıyla, mühendislik eğitiminin katı kurgusundan tasarım dünyasının esnek evrenine geçiş yaptım. Lisans eğitimimden sonra Porto’ya taşınıp, ESAD Matosinhos’da İletişim Tasarımı Bölümü’nde yükseklisansa başladım. Ardından Aveiro Üniversitesi’nde Tasarım Doktora Programı’na devam ettim, ancak Türkiye’ye dönme kararı aldık ve okulu bıraktım. Bu zamana kadar farklı disiplinlerle bir şekilde temas etmiş olsam da rotamı asıl belirleyen ve kendimi grafik tasarımcı olarak tanımlamamı sağlayan en önemli şey, eşim Yunus Ak’la birlikte kendiliğinden gelişen birlikte üretim pratiğimizin olması sanırım. Şu an Studio Beautiful Problems çatısı altında üretimlerimize devam ediyoruz. 

Nurra_Yilmaz_Kiraathane.jpg (500 KB)“Gökyüzü ve Yer Arasında: Bazı Mümkün Zamanlar”, sergi afişi, 2024, Yunus Ak'la birlikte. 

Nurra_Yilmaz_Bulut_Isigi.jpg (517 KB)“Bulut Işığı”, sergi broşürü tasarımı, 2023.

İletişim tasarımında ilgi duyduğunuz/çalıştığınız spesifik bir alan var mı?
Biraz ayran gönüllü olduğumu itiraf etmeliyim. Yapmak istemediklerimin ne olduğunu bilmek, değişen ilgi alanlarımın sınırlarını belirleyen en önemli şey. Temelde yazı, ses, kültür, yazının taşıyıcısı olan alfabeler, harfler, yazıyüzleri ve sesin taşıyıcısı olan diğer semboller en çok ilgimi çeken konular arasında diyebilirim. Fakat şu an beni en çok heyecanlandıran şey, vermeyi sevdiğim derslerin içeriklerini oluşturmak, bu dersleri alan genç meslektaşlarım için projeler hazırlamak ve kolektif üretime alan açacak içerikler oluşturmak.
 
Sizce bir tasarımcının tasarım anlayışı ile müşterinin beklentileri veya kararları arasında nasıl bir denge olmalı?
Her projenin kendine has bir dengesi oluyor. O yüzden bunun doğrudan bir formülü olduğunu söyleyemem. Ancak genele bakıldığında tasarımcı kendi üslubunu koruyacak kadar kararlı, işbirliği yaptığı insanlarla uyum sağlayacak kadar da esnek olmalı bence. En önemlisi de her iki tarafın bir denge gözetecek nezakete sahip olması. Aksi takdirde denge zaten bozuluyor. 


“İçimiz Boşluğu Hatırlasın” sergisi için sosyal medya gönderi tasarımı, 2024.


Bugüne dek yaptığınız işler arasında sizin için en önemli olanlar hangileri?
Yükseklisans tezim dil, yazı, politika, alfabe ve yazıyüzleri arasındaki bağı ciddi anlamda sorguladığım bir projeydi. Benim için yadsınamaz derecede dönüştürücü bir etkisinin olduğunu söyleyebilirim. Eğer devam edebilseydim muhtemelen benim için en önemli olabilecek projelerden biri, doktora için sunduğum ve çağdaş bestecilerle grafik tasarımcıların notasyon oluştururken yaptıkları işbirlikleri üzerine yazacağım tezim olurdu sanırım.

Tez_small.jpg (786 KB)“Understanding the Problems of the Support of an Endangered Language in Typography: Proposal of a Typeface That Supports the Laz Language”,  yüksek lisans tezi, 2018.

Bugüne dek sizi en fazla etkileyen tasarım hangisi ve neden?
Sanırım benim tanıdığım ilk tasarımcı dedemdi. Çok yaratıcı bir tasarımcı olduğunu bilmeden yaşadı. Kendinden önceki nesiller, ait olduğu coğrafyanın zorlu koşullarıyla baş edebilmek için refleks olarak enteresan bir üretim pratiği geliştirmişler. Genetik bir aktarım olsa gerek. Dedem nerede yaşarsa yaşasın, bu itkiyle üretmeye devam etti. İhtiyaçlarını gözeterek, o an elinin altındaki şeylerle işlevsel gereçler üretirdi. Öğrenciyken bir iş için pergele ihtiyacımız olmuştu. Çok geç bir saat olduğu için elbette dışarıdan alamazdık. Dedem bir iğne, bir kurşun kalem, koli bandı ve bir makasla pergel yapmıştı bize. Ve hayatımızı kurtarmıştı… Hayatımda görüp görebileceğim en şahane pergel!

Home_workshop.jpg (745 KB)“Home'workshop”, atölye serisi, 2023-, Yunus Ak'la birlikte.


Yaşadığınız şehrin tasarımlarınızı etkilediğini düşünüyor musunuz?
Elbette! Bence öğrenme ve ilham alma çok katmanlı bir süreç. Sadece görsel kaynaklar değil, ses ve koku gibi duyuların uyarılması da yaratıcılığı tetikliyor. Bunu katmanlı bir şekilde sunabilen en cömert kaynak ise şehirler bence. Özellikle ikinci el pazarlarını gezmek (yapmayı en çok sevdiğim şey olabilir) çoğu zaman benim için bir sergiyi gezmekten daha besleyici olabiliyor. Normal koşullarda birbiriyle asla yan yana gelemeyecek objeler, sesler ve sohbetler paha biçilemez bir yaratıcı kaynağa dönüşüyor. O yüzden ne kadar farklı şehir görürsem ve ne kadar fazla ikinci el pazarı gezersem o kadar iyi! Çünkü doğrudan ya da örtülü olsun, temas halinde olduğumuz her şeyin üretim pratiğimizi etkilediğini düşünüyorum. Tasarım pratiği de buna dahil elbette.

Trienal_Bilboard.jpg (1.55 MB)“4. İstanbul Trienali”, etkinlik kimliği ve kitapçık tasarımları, 2022, Yunus Ak ve Abdu Pala'yla birlikte.

Trienal_Poster.jpg (718 KB)


Trienal_kitapçık.jpg (687 KB)


ig_teaser_01_TR.gif (41.75 MB)


Bugüne dek işlerinizde telif sorunlarıyla karşılaştınız mı? Tasarım alanında dikkatinizi çeken ya da öncelikli gördüğünüz benzeri sorunlar nelerdir?

Hayır yaşamadım. Ancak günümüzde üretilen bir fikrin özgün olma olasılığını sürekli sorguladığım bir dönemdeyim. Etkileşim kanallarının takip edilemeyecek bir hızla dönüştüğünü ve herkesin bu dönüşümden bir şekilde nasiplendiğini düşünecek olursak özgün fikir yaratımı hakkındaki düşüncelerimin her geçen gün daha da muğlaklaşacağını söyleyebilirim.
 
İletişim tasarımı alanındaki güncel işleri takip ediyor musunuz? İlgiyle takip ettiğiniz tasarımcılar/projeler var mı?
Evet, takip ediyorum ama bir noktadan sonra sadece tasarım alanından beslenmek yetersiz kalıyor. O yüzden takip ettiğim tasarımcılar/sanatçılar genel olarak farklı kaynaklardan da beslenen insanlar ya da kolektifler. Tasarım süreçlerine sonuç kadar kıymet veren tasarımcıları çok ilham verici buluyorum. Mesela Irma Boom’un bir tasarım problemini ele alış biçimi tek kelimeyle şahane! Sanat pratiğinin içinden bir örnek olsa da yazı, kültür, politika, alfabe gibi konularda üretimlerini yoğunlaştıran Slavs and Tatars’ın işlerini çok seviyorum. Yine The Rodina’nın işlerini büyük bir heyecanla takip ettiğimi söyleyebilirim. Türkiye’den de Abdu Pala’nın düşünme ve üretme biçimine hayran olduğumu eklemeliyim. Birçok projede birlikte yer aldığımız için kendimi şanslı hissediyorum. 

circuit_logo.jpg (140 KB)“Circuit”, logo tasarımı, 2019, Yunus Ak ve Abdu Pala'yla birlikte.

Size göre iyi tasarım nedir?
Üreten kişiye göre farklılık gösteren, belirli bir kaygıyla incelikli düşünülerek kurgulanmış, bakan kişiye düşünme alanı yaratan çıktıdır bence.
 
Son dönemde üzerinde çalıştığınız yeni projeleriniz var mı?
Nisan 2023’te Home’workshop isimli bir atölye serisine başladık. Düzensiz aralıklarla atölyeler düzenliyoruz ve kurguyu her oturumda farklı bir tema üzerinden oluşturuyoruz. Bu, sürekli araştırıp farklı disiplinlerden bir şeyler öğrenmem konusunda beni motive ediyor. Bunun dışında, belli periyotlarla altı kişiyi ağırlayıp tasarımı merkeze alan atölyeler düzenleyeceğimiz, farklı disiplinlerden insanları davet edip tasarım üzerine sohbet edebileceğimiz alternatif bir kolektif öğrenim alanı yaratmayı hayal ediyoruz uzun süredir. Hayalini kurmak bile, üzerine çalışmakla eşdeğer sanırım.   
 
Tasarım dışında uğraştığınız alan(lar) var mı?
Porto’da yükseklisans yaptığım dönemde aktif olarak müzikle ilgilendim. Şarkı söylemeyi çok seviyorum. Müziğin dille ve kültürle etkileşimi çok ilgimi çekiyor. Türkiye’ye dönmemin ve Mimar Sinan Üniversitesi Etnomüzikoloji ve Folklor Yükseklisans Programı’na kabul edilmemin ardından ilk defa akademik olarak da bu alanda üretim yapabileceğimi düşünmüştüm. Yarıda bırakmak durumda kaldığım doktoramda tasarım-müzik ilişkisini derinlemesine araştırabilme fikri beni bir hayli heyecanlandırmıştı. Ancak bazı nedenlerden dolayı okula devam edemiyorum maalesef. Buna ek olarak çok nadir de olsa minik hikâyeler yazıyorum. Bir de aynı tarifi tekrarlayamadığım yemekler yapıyorum. Keşke daha fazla şarkı söylesem. Keşke daha fazla yazı yazsam.

From_Porto_to_Istanbul.jpg (2.10 MB)“From Porto to Istanbul”, kartpostal serisi tasarımı, 2017, Yunus Ak ve Caner Yılmaz'la birlikte.

Ne zamandır GMK üyesisiniz? GMK’nın çalışmaları hakkında ne düşünüyorsunuz?
2019’dan beri GMK üyesiyim. Ancak öğrenciyken sergi kurulumlarında yardımcı olduğumu hatırlıyorum. Porto’da olduğumuz süre dahilinde, ICoD tarafından gerçekleştiren toplantıya GMK’yı temsilen katılmak da benim için önemli bir deneyimdi. Hem ulusal hem de uluslararası ölçekte görünür bir birlikteliğin olmasını çok kıymetli bulunuyorum. Mesleki olarak örgütlü olmak her zaman güzeldir.
 
Mesleğinizin geleceği hakkında ne düşünüyorsunuz?
Bu soruya nasıl cevap verebilirim diye düşünürken şahane bir şey oldu ve bir konuşmaya izleyici olarak katıldım. Bu sohbetin sarhoşluğu ve yaşadığım aydınlanma sonucunda şunu söyleyebilirim ki artık farklı alanlarda üretim yapan tasarımcıların görüntü oluşturma pratikleri tamamen değişiyor (Tabii bu cümle bir sürpriz değil sizin için). Artık görsel üretebilmek için (elbette ki sadece görsel değil, konu gereği bu şekilde ifade ettim) programları daha iyi öğrenmek yerine, tasarımcı olarak “dili” daha iyi kullanmamızın gerektiği bir döneme girdik. Üreten insanlar olarak harfi, kelimeyi, cümleyi, metni ve dile dair her şeyi yeniden keşfetmemiz gereken bir dönem. Daha iyi soru sormayı öğrenebilen (yapay zekâ özelinde promt yazabilen), daha iyi tasarımcı olur! “Grafik” üretmek üzerine kurgulanmış bir disiplinin, artık bu üretimi yazıyla yapması muhteşem bir dönüşüm değil mi? Tasarımcılar olarak, teknolojiyle uğraşırken birden hiç tahmin etmediğimiz kadar geriye fırlatıldık sanırım! Her şeye yeniden başlıyoruz ve dili yeniden keşfediyoruz. Bu muhteşem bir şey! Düşünsel anlamda şahane bir dönüm noktası!

01_Ozgen_Berkol_Demirkol.jpg (165 KB)


02_Ozgen_Berkol_Demirkol.jpg (671 KB) 


03_Ozgen_Berkol_Demirkol.jpg (674 KB)
“Berkol Bilimkurgu Günleri”, etkinlik kimliği tasarımı, 2022, Yunus Ak'la birlikte.

Günümüzde teknolojinin grafik tasarıma etkileri üzerine ne düşünüyorsunuz?
Sanırım bir önceki soruya yanıtım, bu sorununkini de kapsıyor.
 
Grafik tasarımın toplum üzerindeki etkisi ve tasarımcının sorumlulukları hakkında ne düşünüyorsunuz?
Sadece grafik tasarımcı olarak değil, bu konuya daha geniş bir perspektifle yaklaşmak isterim. İçinde bulunduğumuz nesneler dünyasında belki de dünyayı dönüştürebilecek en fazla güce sahip olan disiplinlerden biri tasarım. Doğa dostu ürünler yaratmak bunların en başında gelebilir. Etik konular üzerine kafa yorup seçici olmak da en önemli sorumluluklarımızdan biri bence.

Bossa_Libre.jpg (914 KB)“Bossa Libre”, logo ve kartvizit tasarımı, 2019, Yunus Ak'la birlikte.


Bugünkü siz, mesleğinin henüz başındaki size ne söyler?
Sevgili Özüm,
Kaba insanlardan uzak durmaya çalış. 
Vasata razı olma. 
Finansal okuryazarlık olayını en kısa sürede çöz (hangi dönemdeki kendime sesleniyorum bilmiyorum ama umarım bu son önerimi henüz okula başlamışken yapıyorumdur). 

 

*Röp. Behiye Aycan Erarslan (GMK Üyesi)