GMK Röportajlar #31: Volkan Ölmez

GMK Röportajlar’ın 31’incisini üyemiz Volkan Ölmez’le gerçekleştirdik.

  • Yazar Admin, 12.04.2024

GMK Röportajlar’ın 31’incisini üyemiz Volkan Ölmez’le gerçekleştirdik. Yaklaşık 10 yıldır GMK üyesi olan Ölmez, grafik tasarımın hemen her dalındaki üretimlerini 2014’te kurduğu Fol Studio bünyesinde sürdürüyor. Tasarımcı, yıllar içinde Grafik Tasarım Sergisi dahil tasarım yarışmalarında pek çok En İyi ve Başarı Ödülü kazandı. Geçtiğimiz yıl düzenlenen 42. Grafik Tasarım Sergisi’nde İstanbul Resim ve Heykel Müzesi için tasarladığı web sitesiyle bu kategoride En İyi Ödülü’ne layık görüldü. İyi tasarımı, “dönemin ruhunu yansıtan, işlevi ve tasarımı dengeli kullanan işler” diye nitelendiren tasarımcıyla profesyonel serüveni, yapay zekâ-grafik tasarım ilişkisi ve mesleğin geleceğine dair bir sohbet gerçekleştirdik.*

 

 


Grafik tasarımcı olmaya nasıl karar verdiniz? Bize serüveninizden bahseder misiniz?
Bilgi Üniversitesi Görsel İletişim Tasarımı Bölümü’ne başlamadan önce farklı alanlarda iki bölüm deneyimim oldu. Tüm bu dönemlerde bilgisayar her zaman hayatımın bir parçasıydı. Yazılım okurken fotoğrafa ilgi duymaya başladım ve çektiğim fotoğraflar üzerinde yaptığım manipülasyonlar beni grafik tasarıma götürdü. Süreç içinde de farklı disiplinlerden faydalandığım, yani disiplinlerarası tasarım en çok ilgimi çeken alan olmaya başladı. Tasarımcı olma serüvenim de böylelikle başlamış oldu.


Çilingir Sofrası, afiş tasarımı, 2017.

İletişim tasarımında ilgi duyduğunuz/çalıştığınız spesifik bir alan var mı?
Görsel İletişim Tasarımı Bölümü’nde grafik tasarım, arayüz tasarımı, fotoğraf, 3D ve editoryal tasarım gibi dersler aldım. Bu dersler kapsamında çeşitli çalışmalar ürettim. Bunlar arasında ilgimi daha fazla çeken üç alan oldu: marka tasarımı, arayüz tasarımı ve afiş tasarımı. Bu üç alan meslek tercihimi de şekillendirdi. Bunlar arasında özellikle afiş tasarımının en çok keyif aldığım ve kendimi en iyi ifade edebildiğim alan olduğunu söyleyebilirim.

Şık Derviş: Sait Maden, film afişi, 2018.

Sizce bir tasarımcının tasarım anlayışı ile müşterinin beklentileri veya kararları arasında nasıl bir denge olmalı?
Bu, karşılıklı öğrenme ve öğretilerle ilerleyen bir süreç. Farklı müşteri profilleri, onların tasarımdan beklentileri, farklı tasarım yolları ve çözümlerle şekilleniyor. Optimum sonucun, iki tarafın da kesiştiği noktada ortaya çıktığı kanısındayım. Müşteri ne istediğini “bilerek” geldiğinde, beklentilerinin doğruluğu tasarımcı tarafından ilk önce analiz edilmeli ve ardından doğru bir çıktı olarak müşteriye sunulmalıdır. Tasarımcı, bulacağı çözümle müşterinin taleplerini karşılamalı, ancak kendi doğrularından da taviz vermemelidir. Her iki tarafın da bu hikâyede “taraf” değil, “ekip” olması gerektiğine inanıyorum.

Kalben-Eski Dünyanın Yangını, albüm kapağı tasarımı, 2022.

Bugüne dek yaptığınız işler arasında sizin için en önemli olanlar hangileri?
Çok farklı alanlarda işler yaptığım için farklı örnekler vermek isterim. 2012’deki “Hangi İnsan Hakları Film Festivali” için fotoğrafçı arkadaşım Zeynep Özkanca’yla birlikte hazırladığım afiş, Postane’nin kurumsal kimliği, Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi Grafik Tasarım Bölümü için hazırladığım 22. Grafist etkinlik kimliği ve onun kitap ve afiş tasarımları...


8. Hangi İnsan Hakları? Film Festivali, afiş tasarımı (Zeynep Özkanca'yla birlikte), 2012.

Bugüne dek sizi en fazla etkileyen tasarım hangisi ve neden?
2013’teki “Documentarist” afişleri. Mayıs ayında düzenlenecek bu festival için nisan ayında çalışmalara başlamıştım. Emek Sineması için yapılan gösterilere atfen Nejat İşler, Serra Yılmaz ve Ahu Türkpençe’nin yer aldığı gaz maskeli bir afiş serisi hazırladım. Afişler İstanbul sokaklarına asıldıktan birkaç gün sonra Gezi Parkı eylemleri başladı. Sokakta asılı afişlerin önünde gaz maskeleriyle koşan insanları gördüğüm an, garip bir hisle bu işlerin benim üzerimdeki etkisi artmaya başladı.

Documentarist, afiş tasarımı, 2013.

Yaşadığınız şehrin tasarımlarınızı etkilediğini düşünüyor musunuz?
Kesinlikle. Farklı şehirleri deneyimlemenin tasarımcı kimliğim üzerinde hem olumlu hem de olumsuz etkileri olduğunu düşünüyorum. Uzun süre tek bir şehirde kalmanın tasarımcı olarak beni sınırladığını ve farklı bakış açılarını kazanmamı engellediğini hissediyorum. Geçtiğimiz yıl beş farklı Avrupa şehrini görme şansım oldu ve bu deneyimin beni tasarımcı olarak beslediğini ve geliştirdiğini net olarak söyleyebilirim. Özellikle yakın tarihte gerçekleşmiş olması sebebiyle, bu seyahatlerin etkisini daha da yoğun bir şekilde hissediyorum.


Bugüne dek işlerinizde telif sorunlarıyla karşılaştınız mı? Tasarım alanında dikkatinizi çeken ya da öncelikli gördüğünüz benzeri sorunlar nelerdir?
Maalesef karşılaştım. Çok yakın zamanda tasarladığım görsellerin izinsiz olarak üç farklı ülkede kullanıldığını fark ettim ve bu sorun her tasarımcının başına gelebilir. Bu konularda tasarımcının tutumu, Türkiye'deki tasarımcılar ortak tavır göstermesi ve açılan telif davalarının uzun vadede emsal oluşturması büyük önem taşıyor. Güzel sanatlar ve tasarımın diğer dallarındaki telif hakları kazanımlarının grafik tasarıma da yansımasını diliyorum. Bu problemlerin çözümünün ise ancak tasarımcıların ortak tavır göstermesiyle mümkün olacağına inanıyorum.


Documentarist, afiş tasarımı, 2019.

İletişim tasarımı alanında güncel işleri takip ediyor musunuz? İlgiyle takip ettiğiniz tasarımcılar/projeler var mı?
Her zaman günceli takip etmeye çalışıyorum. Bu durum bir zaruretten ziyade alışkanlığa döndü benim için. Kore’de bulunan Everyday Practice (everyday-practice.com) tasarım stüdyosunun işlerini takip ediyorum. Bunun yanı sıra Athletics (athleticsnyc.com), Brenden (brenden.kr) ve Balmer Hählen (balmerhahlen.ch) takip ettiğim diğer tasarım stüdyoları...

Size göre iyi tasarım nedir?
İyi tasarıma 70 yıl önce tasarlanmış ama hâlâ güncelliğini koruyan Turgut Cansever ve Ertur Yener'in tasarımı Türk Tarih Kurumu binası, Arne Jacobsen Egg sandalyesi, Josef Muller Brockmann’ın Beethoven afişi ve Enzo Mari’nin takvim tasarımı gibi örnekler verebilirim. Bu örnekleri dikkatle incelediğinde dönemin ruhunu yansıtan, işlevi ve tasarımı dengeli kullanan işler olduklarını göreceksiniz.


Postane, kurumsal kimlik tasarımı, 2021.


Son dönemde üzerinde çalıştığınız yeni projeleriniz var mı?
Şu anda “Roni” adında, yaklaşık iki yıldır üzerinde çalıştığımız ve bizi heyecanlandıran bir proje yönetimi girişimimiz var. Roni, tasarımcıların ve kreatif ekiplerin projelerini daha kolay ve verimli biçimde yönetmelerine yardımcı olmayı amaçlayan bir platform. Bunun yanı sıra, 2024 itibarıyla stüdyomuz Fol da 10. yılına girecek. Bu özel yılı kutlamak için stüdyonun 10 yıllık geçmişini anlatan özel tasarım serileri ve kitap üzerine çalışmaya başladık.


Tasarım dışında uğraştığınız alan(lar) var mı?
Geçmişte, rapido ve kâğıt kullanarak çeşitli formlar üzerinde çalışmaya başlamıştım. Bu deneyim, dijitalin yoğun temposundan uzaklaşmamı sağladı. Geleneksel yöntemlerle somut bir şeyler üretmek, zihnimin biraz da olsa sakinleşmesine yardımcı oldu. Tekrar üretmeye başlayacağım. Bu röportajı yaparken henüz yedi günlük olan kızım Pera, uzun bir süre uğraşacağım kişi olacak :)

Get Hyped, Elektronik Müzik Konferansı, afiş tasarımı, 2020.


Ne zamandır GMK üyesisiniz? GMK’nın çalışmaları hakkında ne düşünüyorsunuz?
Yaklaşık 10 yıldır GMK üyesiyim. Bu süre içerisinde yönetim kurulunda da çalıştım. GMK'nın tasarımcılar için başat rolünün onları bir araya getiren bir platform olması olduğuna inanıyorum. Bu platform sayesinde tasarımcılar birbiriyle iletişim kurabiliyor, bilgi ve deneyimlerini paylaşabiliyor ve farklı kurum ve kişilerle işbirlikleri yapabiliyor. GMK’nın ayrıca tasarımcıların mesleki hakların savunusunda da etkili bir platform olduğunu düşünüyorum.


Grafist 22, Etkinlik kimliği tasarımı, 2018.


Grafist 22, yayın tasarımı, 2018.


Mesleğinizin geleceği hakkında ne düşünüyorsunuz?
Son zamanlarda çok konuşulan yapay zekânın, güzel sanatlar ve görsel iletişim dünyasını tasarımcılar ve sanatçılar için olumsuz yönde etkileyebileceğine dair endişeler var. Yapay zekânın yaratıcı alanlardaki kullanımları özgünlük, telif hakları ve etik gibi konularda tartışmalara yol açıyor. Ben bu duruma biraz tersinden bakıyorum.

Günümüzde teknolojinin grafik tasarıma etkileri üzerine ne düşünüyorsunuz?
Bu soruya nasıl cevap vereceğimizin değiştiği zamanlardayız. Şu anda herkesin konuştuğu teknoloji, yapay zekâ ve bunun görsel dünyaya etkileri… Gidişatı zamanla göreceğiz ama hayatımıza yeni çok fazla veri giriyor. Bu yoğunluk görsel iletişim alanında işler üreten yaratıcılar için birer yardımcı araç olabilir, ama bunun yanında emek odaklı özgün çalışmaları azaltacağı kanısındayım. Biz tasarımcılar kesinlikle teknolojinin içerisinde yer alıp geleneksel yöntemlerden de kopmamalıyız.


Efes Pilsen/Serçe, ambalaj tasarımı


Grafik tasarımın toplum üzerindeki etkisi ve tasarımcının sorumlulukları hakkında ne düşünüyorsunuz?
Tasarımcılar etik bilinciyle ve sorumlulukla çalışmalı. Bu etik değerler topluma ayrımcı ve yanıltıcı bilgi iletiminin önüne geçer. Bunun yanı sıra tasarımcıların “iyi ve doğru tasarım” üretme anlayışından kopmaması gerekiyor. Böyle tasarımlar yapmayı amaçladığımızda çevremizi ve toplumu bir nebze daha güzelleştireceğimiz inancındayım.

Bugünkü siz, mesleğinin henüz başındaki size ne söyler?
Yapacağın her şeyi istediğin gibi yap.

*Röp. Behiye Aycan Erarslan (GMK Üyesi)