GMK Röportajlar #29: Perim Davudoğlu Öktem

GMK Röportajlar’ın 29’uncusunu üyemiz Perim Davudoğlu Öktem’e ayırdık.

  • Yazar Admin, 12.01.2024

GMK Röportajlar’ın 29’uncusunu üyemiz Perim Davudoğlu Öktem’e ayırdık. 1996’dan bu yana GMK üyesi olan ve uzun yıllardır görsel iletişim tasarımının afişten ambalaja farklı dallarında üretimleri olan Öktem, bunların arasında logotayp çalışmalarını ve sivil toplum kuruluşları için gönüllü tasarımlarını ayrı bir yerde konumlandırıyor. Tasarımın toplumu etkileme gücüne sahip olduğunu, “her şeyin bir fikre ve onun nasıl sunulmak istendiğine bağlı” olduğunu ifade eden tasarımcıyla 20 yılı aşkın mesleki deneyimi ve mesleğin geleceğine dair kapsamlı bir sohbet gerçekleştirdik.*


Grafik tasarımcı olmaya nasıl karar verdiniz? Bize serüveninizden bahseder misiniz?

Ortaokul son sınıf ya da lise birdeydim. Birkaç arkadaşıma isimlerinin baş harflerinden hareketle logo tasarlamıştım. Hatta çok sevdiğim bir arkadaşım o logodan kendisine bir yüzük yaptırmıştı, hâlâ da kullanır. Üniversite sınavını kazanmama rağmen istediğim bölümün kesinlikle güzel sanatlar olduğunu fark ettim. Yetenek sınavına girerek grafik tasarımı bölümünü kazandım. Fanatik bir Kimmeryalı Conan hayranıydım ve devamlı onun karakalem figürlerini çizerdim. Ortaokuldan beri yaptığım çizimler işe yaramış, çizim kursu almadan sınavı kazanmıştım. Bölüm başkanımızın “Bu yaptığınız tasarımları çaycı da anlayacak, sadece kendi zevkinize göre yapamazsınız, siz sanatçı değil müşteri ve hedef kitle odaklı tasarımcılarsınız” diyerek jüriye bölümün çaycısını çağırdığını ve hocaların yanı sıra kendisinden de kritik aldığımızı hatırlarım.







Babylon için afiş tasarımları, 2008-2013.

İletişim tasarımında ilgi duyduğunuz/çalıştığınız spesifik bir alan var mı?

İşimle ilgili her tasarıma dokunmayı seviyorum ama logotayp tasarlama en sevdiğim süreç diyebilirim. Düşünme, eskiz ve sonuçlandırmak için geçirdiğim zamanı bir tür problem çözme, analiz etme olarak görüyorum.

Sizce bir tasarımcının tasarım anlayışı ile müşterinin beklentileri veya kararları arasında nasıl bir denge olmalı?

Einstein’ın söylediği rivayet edilen “Her şey mümkün olduğu kadar sade, ancak basit olmamalı” fikriyle hareket etmek önceliğim. İşleri verilen bilgiye göre sade, konuya odaklı, en anlaşılır ve dikkat çeken şekilde tasarlamak isterim. Bu tabii ki her zaman olmuyor. Kendime değil müşteriye bir iş yaptığım için onun da zevkine ve isteklerine en uygun, optimum tasarımı yapmaya çalışırım. Çoğunlukla, sunulan işlerde “Şunu şununla görebilir miyiz?” sorusuyla eminim tüm tasarımcılar karşılaşıyordur. Genelde tasarımcının bu yollardan geçip istenen işi en uygun hâline getirdiği göz ardı edilir. Bu tip durumlarda aklıma hep Hong Kong Saatchi’nin yaptığı Victorinox markasının viral olmuş Swiss Army Knife, Toolbox ilanının tasarım süreci gelir.  



Babylon Lounge için menü tasarımı, 2010.



Bugüne dek yaptığınız işler arasında sizin için en önemli olanlar hangileri?

STK’lar için gönüllü yaptığım işler beni daha bir mutlu ediyor, kalplere dokunduğu için önemli olduklarını düşünüyorum. Bu sene çocuklarımın okulunda gerçekleşen “Cumhuriyetimizin 100. Yıl Karma Sergisi” için tasarladığım afişler de bunların arasında.


Açı Okulları’nın "Cumhuriyetimizin 100. Yıl Karma Sergisi" için Türkiye’nin değerlerinden keman vitüözü Suna Kan, roman ve hikâye yazarı Yaşar Kemal,  medya sanatçısı Refik Anadol ve millî voleybolcu Ebrar Karakurt konulu afiş tasarımları, 2023.


Suna Kan, 2023.

Refik Anadol, 2023.


Bugüne dek sizi en fazla etkileyen tasarım hangisi ve neden?

90’ların sonuna doğru şiddet türlerinin birbiriyle bağlantısını anlatan “The Violence Link” adında bir broşür tasarım işi gelmişti. Broşürün hem tasarımını hem de çevirisini yapmıştım. Okuduğum hikâyelerde geçen şiddeti ve üzüntüyü anlatamam. Aile içi şiddetin, tacizin ve hayvanlara uygulanan şiddetin birbiriyle nasıl bağlantılı olduğunu anlatıyordu. Ailelerin, çocuklarının hayvanlarla olan iletişimine çok dikkat etmesi gerektiği, hayvanlara şiddet uygulayan çocukların ileride potansiyel suçlu olabilecekleri bilgisini veren bölümde, bu durumun aile içinde yaşananlarla çok ilgili olduğunu belirtiliyordu. Bu işin akabinde çocuk, kadın ve hayvan hakları üzerine çeşitli STK kampanyalarını takip etmeye başladım. Beni en çok etkileyen işler bu konular üzerinde yapılan kampanyalar ve tasarımlar oluyor. Şu an çok güncel bir mesele olan sokak hayvanları konusunda ve sokaktan kurtarılan hayvanları sahiplendirmek amacıyla gönüllü çalıştığım Barınak Gönüllüleri ve Hayvanlara Yaşam Hakkı Derneği için hazırladığım “Kahramanım olur musun?” konseptli bir kedi ve köpek ikonum var.


Barınak Gönüllüleri ve Hayvanlara Yaşam Hakkı Derneği için "Kahramanım Olur Musun?" kampanyası kapsamında ikon ve logotype tasarımı.



Yaşadığınız şehrin tasarımlarınızı etkilediğini düşünüyor musunuz?

2007’de Cihangir’de üniversite sınıf arkadaşlarımla Bravoistanbul adında bir tasarım stüdyosu açtık. O zaman Cihangir ve çevresi, bizim için inanılmaz derecede ilham vericiydi. Her yerden fışkıran görseller, desenler, hisler vardı. Vardı diyorum, çünkü o günleri özlüyorum ve eskiyi anma ihtiyacı içerisindeyim. Son zamanlarda ise tasarımlarımı etkileyenin yaşanan şehir değil, hayat olduğunu düşünüyorum.


Müzik grubu Bir Şeyler Eksik için albüm kapağı (CD) tasarımı.


Tunç Çakır'ın Voltage Control Music albümü için kapak tasarımı.

Bugüne dek işlerinizde telif sorunlarıyla karşılaştınız mı? Tasarım alanında dikkatinizi çeken ya da öncelikli gördüğünüz benzeri sorunlar nelerdir?

Uzun süreli çalıştığım bir müşterimle yolları ayırdıktan sonra, kabul etmedikleri bir işimi Esenboğa Havaalanı’nda devasa bir tabela olarak görünce şok olmuştum. Yaparken çok zaman harcamıştım ve kullanılmayacak dendiğinde üzülmüştüm, ama kullanıldığını görmek daha da üzücü oldu. Beni en çok rahatsız eden de üzerinde anlaşılan bir işe eklenen işler ve bunların mesai harcanarak yapıldığının farkına varılmaması oluyor. Aynı zamanda tasarım yapmayıp fikir vermenin de bir bedeli olmalı, sadece kuru bir teşekkürle geçiştirilmemeli. Tabii bunu istemek tasarımcıya düşüyor, ama ben de müşterimin bu inceliğe sahip olmasını diliyorum.




Habitat Design için Bravoistanbul bünyesinde yapılmış tanıtım amaçlı afiş tasarımları.


İletişim tasarımı alanındaki güncel işleri takip ediyor musunuz? İlgiyle takip ettiğiniz tasarımcılar/projeler var mı?

Biraz eskiden başlarsam: Milton Glaser’ın ikonik olduğu fikrindeyim. Paris’teki Shakespeare and Company kitapçısından, 60 yıl sonra ilk defa basılmış olan, Milton Glaser ve eşi Shirley Glaser’ın tasarladıkları IF Apples Had Teeth adlı çocuk kitabını zarar görmüş ve tek olmasına rağmen heyecanla aldım. Düşünün yani, çocuklarımdan saklıyorum, ödüm kopuyor ellerine geçer diye. Bunun yanı sıra Stefan Sagmeister’ın işlerindeki çeşitliliği ve yaklaşımı seviyorum. Tipografiyi çok sevdiğim için, Pentagram’ın ortaklarından, eskiden fontlarını fırçayla yapan Paula Scher bu iş için biçilmiş kaftan. Abstract: The Art of Design | Paula Scher: Graphic Design belgeselinde onun Amerika’daki tüm posta kodu ve sokak isimlerini harita olarak, kendine özgü şekilde, devasa bir tuvale resmetmesini izledim ve içimden “Tam deli işi, bayılıyorum bu kadına” dedim. Güncel olarak da Yoni Alter, Bo Lundberg ve Jessica Walsh’un işlerini beğeniyorum.





Ankara temelli Coffee Break kahve zincirlerinin duyuru, broşür, etiket, poster, tişört ve bardak tasarımları.


Size göre iyi tasarım nedir?

Çok sevdiğim bir tişörtüm var, üzerindeki metin iyi tasarımı anlatır: Less is the new more.

Son dönemde üzerinde çalıştığınız yeni projeleriniz var mı?

Var, olmaz mı? Senelerdir yapmak istediğim bir iş üzerinde uğraşıyorum. Sonuçlandırmama çok az kaldı.

Tasarım dışında uğraştığınız alan(lar) var mı?

Dikiş ve seramikle uğraşmaya bayılıyorum. Bunları yaparken de bazen grafik tasarımla alakalı konseptler düşünüyorum. Ampersand “&” sembolünden bir heykel yapmıştım. Yine sembolü, diktiğim bez çantanın üzerine de işlenmiştim. Ek olarak eskiden lisanslı yüzücüydüm, hayatımda spor hep var. Bunun devamlılığını sağlamaya çalışıyorum.

Ne zamandır GMK üyesisiniz? GMK’nın çalışmaları hakkında ne düşünüyorsunuz?

1996’dan beri GMK üyesiyim. Yönetim Kurulu’nda iki dönem görev aldım. Derneğimiz sayesinde tasarımcıların birbirleriyle iletişim hâlinde olmasını ve genç tasarımcıları takip etme imkânı bulabilmeyi seviyorum. Grafik Tasarım Üzerine Yazılar yayınını keyifle takip ediyorum. Basılı olarak gelen her tasarımı saklıyorum. Dernekte gönüllü çalışanları ve harcanan emeği takdirle karşılıyorum.

GMK 40. Yıl Posteri-14600 gün, 2018.

Mesleğinizin geleceği hakkında ne düşünüyorsunuz?

Bu seneki ABD Çalışma İstatistikleri Bürosu verilerine göre, yayıncılık sektöründe grafik tasarımcılar için istihdam fırsatları azalıyor, ancak dijital tasarım hizmetlerinde şirketlerin varlığı arttıkça bu ihtiyacın çoğalacağı ve 2030 yılına kadar da %23’e ulaşması bekleniyormuş. Yayıncılık sektöründe tasarımcı ihtiyacı her ne kadar azalsa da –kitaplar, dergiler, gazeteler dijital ortama geçseler de– bir yayını elde tutma, ona dokunma isteğinin biteceğini düşünmüyorum. Mesleğimizin dijital olsun olmasın her mecrada yeri var.


Lulon için logotype tasarımı.



Molka için logo ve kurumsal kimlik tasarımı.



Kitchenette binasındaki kütüphane için logotype tasarımı duvar uygulaması.


Mama Pizzeria için "Caipirinha" illüstrasyonu, duvar uygulaması: Deniz Çift.


Günümüzde teknolojinin grafik tasarıma etkileri üzerine ne düşünüyorsunuz?

Okulun son senesinde bilgisayar kullanmaya başladığımızda, bilgisayarın bir kurumsal kimlik ya da ambalaj tasarımı projesi için elle kes-yapıştır yaparak harcadığımız süreyi ne kadar kısalttığını, bize ne kadar kolaylık sağladığını gördüm. Şimdi dünyamıza yapay zekâ girdi. Bunun sayesinde istediğimiz bir görseli metin yazarak üretebiliyoruz. Bir görseli, günlerce oturup çizeceğim ya da çizmeye çabalayıp çıldıracağım veya önceden çekilmiş fotoğraflardan bulmaya çalışacağıma beş saniyede oluşturabiliyorum. Ve bu görseller eşsiz, sadece bana ait, hiçbir telif hakkı yok. Sonsuz alternatifleri düşünebiliyor musunuz? Tabii ki yeteneğin önüne geçeceğini değil, sadece hayatımızı kolaylaştıracağını düşünüyorum.


Müzik grubu Sonic Boom için logotype tasarımı, single illüstrasyon tasarımı: Pelin Aysan.



İstanbul ve Berlin merkezli müzik prodüksiyon firması Space Goats için logo tasarımı.


FYE Group Textile için logotype tasarımı.





Grafik tasarımın toplum üzerindeki etkisi ve tasarımcının sorumlulukları hakkında ne düşünüyorsunuz?

İşlerimizin insanların ruhuna hitap ettiği, müzik gibi iyileştirici olduğu fikri var içimde. Yeri gelir, İngiliz Hükümeti, anonim bir tasarımcıya yaptırdığı üç tasarımdan biri olan Keep Calm and Carry On afişiyle -her ne kadar kullanılamasa da- hedeflediği buhrandan kurtulma adımlarını atar; yeri gelir, esasen iyiliği simgeleyen Swastika (gamalı haç) da negatif bir simgeye dönüştürülür ve dünya hüsrana uğrar. Her şey bir fikre ve onun nasıl sunulmak istendiğine bağlıdır.

Bugünkü siz, mesleğinin henüz başındaki size ne söyler?

Yaptığın hiçbir tasarıma âşık olma, espaslara da dikkat et.

 

*Röportaj: Behiye Aycan Erarslan (GMK Üyesi)