GMK Röportajlar #21: Özlem Özkal

  • Yazar Admin, 06.07.2022

GMK Röportajlar’ın 21’incisinde üyemiz Özlem Özkal’la söyleştik. İletişim tasarımında tipografiye özel bir ilgi duyduğunu belirten Özlem Özkal, son dönemde geç Osmanlı dönemi tipografi kültürü ve tasarım tarihi odaklı projeler üzerinde çalışıyor. 2012'den bu yana GMK üyesi olan tasarımcıyla, İletişim Yayınları Sanat Hayat Dizisi’nin kapak tasarımlarından güncel üretimlerine uzandık; profesyonel serüvenine, gelecek projeleri ve mesleğin gidişatına dair kapsamlı bir sohbet gerçekleştirdik.*


Grafik tasarımcı olmaya nasıl karar verdiniz? Bize serüveninizden bahseder misiniz?

Endüstri ürünleri tasarımı öğrencisiyken, elimin bilhassa 2-boyutlu medyayla çalıştığım zamanlarda yolu kolayca ve kendiliğinden bulduğunu fark ettim. Mezun olunca, ‘en iyisi bir de grafik tasarım öğreneyim’ deyip yükseklisansa başladım. Bir gün, yakın bir arkadaşım ‘tasarım ofisi açacağız, sen de gelsene,’ dedi. Sanırım grafik tasarımcı olmaya o zaman karar verdim.

İletişim tasarımında ilgi duyduğunuz/çalıştığınız spesifik bir alan var mı?

Takım çantamda daha çok tipografik gereçleri taşıyorum. Menteşeler mi gevşemiş hemen tipografiyle sıkıştırıyorum, kaporta mı ezilmiş hemen tipografiyle çekiçliyorum. Ayrıca, tipografinin dil denilen karmaşık sistemle olan ilişkisi, soyutu somut, duyulanı görünür kılması bana çok bilmeceli geliyor.


Logotype tasarımı, "Becoming Local" [Yerel Olmak] Konferansı, 2013


Sembol tasarımı, Teşvik ödülü, T.C. Merkez Bankası TL Simge Yarışması, 2012


Sizce bir tasarımcının tasarım anlayışı ile müşterinin beklentileri veya kararları arasında nasıl bir denge olmalı?

Tasarımın varoluş mantığının kullanıcılara belli bir uzmanlık alanında servis vermek olduğunu düşünüyorum. Müşteriniz uzmanlığınıza güvenmeli. Kendisinin sahip olmadığı bilgi ve tecrübeyle ihtiyaçları doğru analiz edeceğinize ve kendisine ideal çözümü sağlayacağınıza emin olmalı. Tasarımcı, yaratıcı rolünün yanı sıra bu güveni sağlamayı da üstlenirse müşterisiyle ilişkilerinde iyi bir denge kurabilir.

Bunun söylendiği kadar kolay olmadığı zamanlarda, örneğin fikir uyuşmazlıkları çıktığında, tasarımcının bir görevinin de müşterisini eğitmek olduğunu düşünürüm. Bir öğrenciyle çalışır gibi tasarım kurallarını, neden-sonuç ilişkilerini, gerekirse nicel veriler kullanarak anlatabilirsiniz. Püf nokta, sizin de eğitime açık olmanız. Müşteriniz, önemli olduğunu düşünmediğiniz bir noktanın aslında daha önemli olduğunu söylüyor olabilir. Siz, müşteriniz için en iyi tasarıma ulaşmayı amaçlıyorsanız, müşteriniz de kendisi için en iyi olanı üretmeye çalıştığınıza güveniyorsa, fikir ayrılıkları diyalogla çözülebilir.


Çok katılımcılı afiş tasarımı, "Pass the Pixel" [Pikseli Pasla] Tasarım Çalıştayı, 2014


Bugüne dek yaptığınız işler arasında sizin için en önemli olanlar hangileri?

En sevdiğimi sorsaydınız, dolabı açıp en yakın rafta, en önde ne duruyorsa onu alır gibi kolayca ‘en sonuncusu’ diyebilirdim. En önemlilere karar vermek için önce şartları belirlemem gerek. Bu, dolaşım süresinin uzunluğu olabilir, o işleri kullanan insan sayısının çokluğu olabilir, bana kazandırdığı bilgi ve tecrübe olabilir. Bu pencereden zihnimde beliren ilk iş olarak, editörlüğünü Ali Artun’un yaptığı ve 2005’e kadar tasarımlarını üstlendiğim İletişim Yayınları Sanat Hayat Dizisi kapaklarını söyleyebilirim. Tasarım sisteminin başka bir tasarımcı tarafından devam ettirilmesini izlemek de ayrıca çok hoşuma gidiyor.


Kitap kapağı tasarımı, İletişim Yayınları, Sanat Hayat Serisi, 2003-2005


Bugüne dek sizi en fazla etkileyen tasarım hangisi ve neden?

2002 Dünya Kupası’nda Japon taraftarlarının tasarımı. İzleyiciler, maçlara ceplerine katlayıp koydukları ufak bir plastik poşetle gidiyorlar. Karşılaşma başlayınca poşetleri çıkarıp, tezahürata koyuluyorlar. Havayla şişen poşetleri hem bayrak gibi görsel hem de hışırtısıyla işitsel bir gereç gibi kullanarak sahadaki takımları destekliyorlar. Maç bitiminde poşetler bu defa birer torbaya dönüşüyorlar. Taraftarlar bunlarla, maç boyunca etrafa atılmış yiyecek içecek paketlerini topluyorlar ve stat çıkışında torbaların ağızlarını bağlayıp çöp varillerine bırakıyorlar. Plastik poşet gibi kaba bir nesne, böyle zarifçe dönüştürülebilir mi?


Sembol/harf tasarımı, "Font Aid V: Made in Japan" Yardım Kampanyası, 2011


Yaşadığınız şehrin tasarımlarınızı etkilediğini düşünüyor musunuz?

Ben günümü bilgisayarın karşısında, dijital bir uzayda geçiriyorum. Matriksten çoğunlukla yemek ve uyumak için çıkıyorum. Yaşam alanının benlikle, kimliklerimizle, düşünüş ve üretimimizle etkileşimi olmayacağını düşünmek zor. Nitekim afiş tasarlarken, tasarımın aynı zamanda 48x48 px. avatar ölçüsünde de nasıl görüneceğini düşünüyorum ve rüyalarım epeydir, on yaşındaki yeğenimle çevrimiçi oynadığımız oyunların sokaklarında geçiyor.


Afiş tasarımı, 14. Ankara Uluslararası Film Festivali, 2002


Bugüne dek işlerinizde telif sorunlarıyla karşılaştınız mı? Tasarım alanında dikkatinizi çeken ya da öncelikli gördüğünüz benzeri sorunlar nelerdir?

Karşılaşmadım; halbuki ofiste, yabancı dergileri bedava imaj bankası gibi kullanıp, seçtiğimiz imgeleri tarayarak kolaj yapardık. Yazıyüzü deseniz hepsi bulunmuş, buluşturulmuş. Özellikle 2000’lerin başında pürneşe dijital dadalardık. Fakat bir kırmızı çizgimiz de vardı: Tasarım fikrini, bağlamı ve bir tasarımcıyla özdeş olmuş tarzı alıp kullanmazdık. Arsen Lüpen ile bir at hırsızını da ayırt edebilmek lazım.

Bu bahsettiğim, internete modem sesiyle bağlandığımız yıllardı elbette. Açıkçası, bir fotoğrafa telif ödemek istesek bile nasıl bağlantı kurulacağını bilmeyecek kadar toyduk. Bugün dijital medya ve bulut bilişim ağları sayesinde her çeşit görsel ve tipografik malzeme geniş veri tabanlarından, ulaşılabilir fiyatlara satın alınmak veya kiralanmak üzere sunuluyor. Üstelik telif haklarının farklı türleri, farklı koşulları mevcut. Genç tasarımcıların ve öğrencilerin Creative Commons ya da ‘adil kullanım’ (fair use) şartlarını ve türlerini öğrenmeleri çok işlerine yarayabilir. Tabii en iyisi, telif hakları konusunu etraflı şekilde tasarım eğitimine katmak olurdu.


Kurumsal kimlik tasarımı, İnci Mutlu Tasarım Ofisi, 2001


İletişim tasarımı alanındaki güncel işleri takip ediyor musunuz? İlgiyle takip ettiğiniz tasarımcılar/projeler var mı?

Arkadaşlarımın ve Türkiye’deki pek çok meslektaşımın işlerini elimden geldiği kadar takip ediyorum. Başka ülkelerden de bazı tasarımcılar ya da ofisler var ki ya büyük müşterilerle çalışıyorlar ya da çok sivri işler yapıyorlar; takip etmemek olmaz. Yaptıklarına merak duyduğum tasarımcılar arasında Stefan Sagmeister, Brody Associates, Type Together, DaltonMaag ve Pentagram’ı sayabilirim.

Size göre iyi tasarım nedir?

Eldeki kaynaklarla en elverişli düzenlemeye varmaktır. Dolayısıyla kısa yoldur, keşiftir, kendiliğinden akış, keskin bakıştır ve hepsini birbirine ilikleyen akıldır.


Editoryal tasarım, Nesnel, Endüstri Tasarımcıları Meslek Kuruluşu Dergisi, 1998


Son dönemde üzerinde çalıştığınız yeni projeleriniz var mı?

Son zamanlarda tasarım projelerinden çok, tasarım tarihiyle ilgili projeler üzerinde çalışıyorum. Geç Osmanlı döneminin tipografik kültürünü, üretimini ve alanın dinamiklerini araştırıyorum. Bir taraftan da doktora tez danışmanı olduğum harikulade öğrencilerle birlikte yeni konular keşfediyoruz. Bunların arasında on dokuzuncu yüzyılda Osmanlı kültürünü, görsellik ve tasarım tarihi çerçevesinde okumayı içeren arkeolojiler de var.


Tasarım dışında uğraştığınız alan(lar) var mı?

Ben bir tasarım eğitmeniyim. Özyeğin Üniversitesi İletişim ve Tasarımı (OzuCOD) Bölümü’nde öğretim üyesi olarak akademik araştırmaların dışında okulda tasarım eğitimi de veriyorum. Hâliyle zamanımın çoğu, elimde bir dürbünle, genç neslin seyir rotasını ve varacağı tasarım ufkunu gözetmekle geçiyor.


Logotype ve harf tasarımı, ÖzÜ-İstanbul Tasarım Enstitüsü, 2014


Ne zamandır GMK üyesisiniz? GMK’nın çalışmaları hakkında ne düşünüyorsunuz?

Yanlış hatırlamıyorsam 2012’den beri üyeyim. Yönetime katılan arkadaşların özveriyle çalıştığını düşünüyorum. Faaliyetlerine ek olarak, belki GMK, tasarımcıları Türkiye’deki mesleki deneyimleri ve düşünceleri üzerine yazmaları için de cesaretlendirebilir; zaman zaman seçmeler yayınlayabilir. Bir mesleğin kendi üzerine düşünmesi ve tartışması kendi kaynaklarını yaratmasına, tarihini aktarmasına ve güçlenmesine katkı sağlayacaktır. GMK zaten tam bu noktada başarıyla kritik bir rol üstleniyor.


Afiş tasarımı, Kim Mihri, Mihri Hanım hakkında belgesel film, 2022

Mesleğinizin geleceği hakkında ne düşünüyorsunuz?

Etkileşim tasarımı, deneyim tasarımı, servis tasarımı, katılımcı tasarım gibi meslek pratiklerini 20 yıl önce tam anlamıyla sezemiyorduk. Sosyal medya yöneticisi, içerik uzmanı gibi bugün iletişim tasarımcılarının üstlendikleri işleri 10 yıl önce bilmiyorduk bile. Belli ki, yakın gelecekte de şu anda adı olmayan tasarım alanları biçimlenecek. Örneğin, artırılmış gerçeklik, karma gerçeklik, reklamcılık alanı için önemli bir potansiyele işaret ediyor. Gelecekte, tasarım pratiğinin daha niş uzmanlık alanları üreteceğini düşünüyorum. Tasarımın geleceği üzerine yapılan yorumlar; tasarımcıların görüntü, hareket, ses, yazı gibi birçok unsuru bir araya getirerek, ekip çalışması gerektiren daha kompleks problemlerle uğraşacağı üzerinde birleşiyor.  Ben de bu görüşlere katılıyorum.


Günümüzde teknolojinin grafik tasarıma etkileri üzerine ne düşünüyorsunuz?

Gutenberg’in icat ettiği bir teknolojiydi. Hareketli harflerle baskıyı icat etmesi için önce hareketli harfleri nasıl üreteceğini bulmak zorundaydı. Bir tarafına orijinal matrisin konduğu öbür tarafından da sıcak kurşun karışımının akıtıldığı, kapağı açılınca donan sıvının harf olarak düştüğü ve günde 4000 kadar harf dökülebilen bir alet icat etti. Ondan sonra yazıyı dizip, sayfaları düzenleyip, kitap bastı. Grafik tasarımı teknolojiden ayrı ele almak ‘tekerleksiz araba’ gibi bir oksimoron olurdu. Bu günümüz için de geçerli. Grafik tasarım teknolojiden bağımsız bir olgu değil, teknolojinin insanla buluşan hâli.


Afiş tasarımı, "Etkileşimi Yakala" Fotoğraf Yarışması, 2022


Grafik tasarımın toplum üzerindeki etkisi ve tasarımcının sorumlulukları hakkında ne düşünüyorsunuz?

Her tasarımcıya "İlk Önce Öncelikler" manifestosunu okumasını tavsiye ederim. Sonra da özdeyişteki gibi "savaşlarını özenle seçmesini".

Bugünkü siz, mesleğinin henüz başındaki size ne söyler?

Bilgisayar Mühendisliği’ndeki arkadaşlarınla arayı açma.

 

*Röportaj: Behiye Aycan Erarslan (GMK Üyesi)