GMK Röportajlar #11: Ozan Akkoyun

  • Yazar Admin, 27.08.2020

GMK Röportajlar’ın 11.sini üyemiz Ozan Akkoyun’la gerçekleştirdik. Bugünlerde 17. Venedik Mimarlık Bienali Türkiye Pavyonu’nun görsel kimlik tasarımı üzerine çalışan Ozan Akkoyun, profesyonel çalışmalarını stüdyosu Paleworks bünyesinde sürdürüyor. Tasarımın, toplumun tüketim alışkanlıkları üzerinde ister istemez etki sahibi olduğunu vurgulayan tasarımcı, birçok işe henüz başından mümkün olduğunca az ‘çöp’ üretmek kaygısıyla yaklaştığını ifade ediyor. Akkoyun’la mühendislik eğitiminden güzel sanatlara yönelmesiyle başlayıp iletişim tasarımından yaratıcı kodlama ve ürün tasarımına doğru ilerleyen profesyonel serüvenini konuştuk.

 


Grafik tasarımcı olmaya nasıl karar verdiniz? Bize serüveninizden bahseder misiniz?

2007 yılında, mühendislik eğitimimin sonuna doğru, aslında hep daha görsel ve sanatla iç içe bir mesleğe daha yatkın olduğumu fark ettim ve güzel sanatlara hazırlanmaya başladım. Neticede eğitimime Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi Grafik Tasarım Bölümü’nde devam ettim, sonrasında Bauhaus Üniversitesi’nde Medya Sanatları ve Tasarımı alanında yükseklisans eğitimi aldım. Grafik sanatlar üzerine eğitim alan ve aynı zamanda ressam olan babamın ve resim öğretmeni annemin, çocukluğumda onların atölyelerinde geçirdiğim zamanların da meslek seçimimde oldukça etkisi var diye düşünüyorum.

İletişim tasarımında ilgi duyduğunuz/çalıştığınız spesifik bir alan var mı?    

Büyük ölçüde görsel kimlik ve web tasarımıyla uğraşıyorum. Bunlar, eğitimini aldığım ve kendi mesleğim olarak tanımladığım alanlar. Öte yandan, son birkaç yıldır daha çok malzemeye odaklı tasarım alanlarına da ilgi duymaya başladım. Örneğin mobilya ve ürün tasarımı, moda tasarımı ya da sergileme tasarımı. Tüm bunların temelde iç içe geçtiğini ya da geçmesi gerektiğini, birbirlerini beslediklerini düşünüyorum.


Backup & Beyond Film ve Medya Sanatları Festivali, Amblem tasarımı, 2019

Backup & Beyond Film ve Medya Sanatları Festivali, Afiş tasarımı, 2019

Backup & Beyond Film ve Medya Sanatları Festivali, Afiş tasarımı, 2019


Backup & Beyond Film ve Medya Sanatları Festivali, Web sitesi tasarımı, 2019

 

İşlerinizde, tasarım anlayışınız ile müşterinin beklentileri veya kararları arasında nasıl bir denge kuruyorsunuz?

Mesleğe ilk başladığım yıllarda “müşteri memnuniyeti” kavramına biraz fazla kafa yoruyordum. Her zaman karşımdakini mutlu etme, bir yandan da işi çabucak bitirip bir sonraki işe geçme refleksim vardı. Bunda, içinde olduğumuz, bizi hep daha fazlasını yapmaya iten çalışma düzeninin de etkisi olduğunu düşünüyorum. Ancak deneyim kazandıkça, özellikle problemi doğru tanımlama ve tasarım sürecine başlayabilmek için gereken brief’i -müşteri ile birlikte- oluşturabilme aşaması daha az sancılı geçmeye başlıyor. Burada amaçladığım şey; müşteriye doğru sorular sorabilmek, onları doğruluğuna inandığım yöne çekebilmek. Genelde proje bazlı çalıştığım için az ama öz tasarım çözümleri konusunda ikna edici olup bu dengeyi de kısa bir sürede kurmam gerekiyor. Bu, ekonomik olarak zaman zaman tutarsız bir süreç belki, ama böyle yaparak, yıpranmaya müsait uzun süreli ilişkilerden de kendimi korumuş oluyorum.

Fazua E-bike motor şirketi, Kimlik çalışması, 2018


Yaşadığınız şehrin tasarımlarınızı etkilediğini düşünüyor musunuz?

Kesinlikle. Mesleğimiz bakmak, görmek üzerine kurulu. Her ne kadar hayatımız masa başında, telefon ya da bilgisayar ekranı karşısında geçiyor olsa da bizi çevreleyen şehrin dokusu, afişleri, dükkân ve sokak tabelaları, tüm bunların düzgünlüğü, estetiği, tipografisi vb. şeylerden ilham alıyor ve işlerimizi daha ileriye götürebiliyoruz. Bu sebeple, dünyanın farklı şehirlerinde yaşama şansına sahip olmak ya da bu şansı yaratmak benim için hep önemli olmuştur.


100MORE, Dergi tasarımı, 2019


 



Bugüne dek yaptığınız işler arasında sizin i
çin en önemli olan/olanlar hangileri?

İş ortağım Yağmur Ruzgar ile stüdyomuz Paleworks kapsamında tasarladığımız modüler giysi askılığı “Flow” benim için çok önemli. Temelinde fonksiyonel bir mobilya olarak ortaya çıkmış olsa da, “Flow” bana grafik bir form üzerinden somut bir obje üretme ve tasarımı sanata dönüştürme şansı verdi. Buradan yola çıkarak “Flow”u merkezine alan bir pop-up mağaza ve sergi açtık. Farklı alanlar arasında geçiş yaparak üretim yapmak mesleki anlamda bana büyük katkılar sağlıyor, çalışma ve düşünme alanımı genişletiyor. Buna ek olarak, “Grafist 19” için tasarladığım görsel kimlik ve kitap tasarımı da en özel bulduğum projelerimden.

Flow, Modüler giysi askılığı-Sergileme ünitesi, 2019

Flow, Modüler giysi askılığı-Sergileme ünitesi, Renk varyasyonları, 2019

Flow, Modüler giysi askılığı-Sergileme ünitesi, Mitte/Berlin Pop-up Projesi , 2019

 

Bugüne dek sizi en fazla etkileyen tasarım hangisi ve neden?

Genel olarak Josef Müller-Brockmann’ın tüm işleri diyebilirim. Grid’ler arasında kendimi ironik bir biçimde daha rahat ve güvende hissediyorum. Güncel ve spesifik bir örnek vermem gerekirse Experimental Jetset’in Whitney Museum için tasarladığı kimlik, bu bağlamda beni çok etkilemişti. 


Aldığınız
ödüllerin size ne gibi katkıları oldu?

Ödül almayı genel anlamda önemsemedim, dolayısıyla bu türden yarışma ve etkinliklere neredeyse hiç katılmadım. Yanlış anlaşılmak istemem elbette. Ya kendimi bu konuda biraz tembel hissediyorum ya da bunun için yeterince heyecan duymuyorum. Tabii bu zamanla değişebilir.


Grafist 19, Afiş tasarımı, 2015



Grafist 19, Afiş tasarımı, 2015 

Grafist 19, Kitap kapağı tasarımı, 2015

 Grafist 19, Kitap tasarımı, 2015 

 

Size göre iyi tasarım nedir?

Form ve fonksiyon dengesini kurabilen, bu dengeyi doğru iletişim kanalıyla harmanlayan, “hevesli” durmayan, estetik açıdan güçlü, trendlere körü körüne kapılmadan kendini kalıcı kılabilen tasarımlar olarak nitelendirebilirim.

Bugüne dek işlerinizde telif sorunları yaşadınız mı? Tasarım alanında dikkatinizi çeken ya da öncelikli gördüğünüz benzeri sorunlar nelerdir?

Telif konusunda bugüne dek bir sıkıntı yaşamadım ancak ne kadar araştırma yaparsanız yapın bir anda kendinizi bununla uğraşırken bulma ihtimaliniz var. Bunun nedeni, her türlü içeriğe ulaşımın kolaylığı ve ortak bir ilham kaynağı hâline dönüşen ve görsel yığınlarından oluşan sosyal medyanın hayatımızda artık büyük bir yer kaplıyor olması.

İletişim tasarımı alanındaki güncel işleri takip ediyor musunuz? İlgiyle takip ettiğiniz tasarımcılar/işler var mı?

Meiré und Meiré, Studio Lernert & Sander, Bureau Borsche, Deutsche & Japaner ve Experimental Jetset gibi stüdyoların işlerini, Ruben Pater’in sosyal ve politik meseleler üzerine geliştirdiği projeleri ilgiyle takip ediyorum.

“Seeking Unseen” Bauhaus 100 Seminerleri, Afiş tasarımları, 2018–2019

 

Tasarım dışında uğraştığınız alan/alanlar var mı?

Berlin’de yaşadığım için, fırsat buldukça Almanca öğrenmeye çalışıyorum. Bir yandan etik yaşam, çevresel sorunlar, beslenme alışkanlıklarımız ve hayvan hakları üzerine özellikle son 3-4 yıldır epey kafa yoruyorum. Hayalimde ucu bu konulara dokunan kapsamlı projeler yaratmak var.

Şu an neler üzerinde çalışıyorsunuz? Yeni projeleriniz var mı?

Şu anda “17. Venedik Mimarlık Bienali Türkiye Pavyonu”nun görsel kimliği üzerinde çalışıyoruz. Aynı zamanda yeni kurulacak, Berlin ve Viyana merkezli bir mobilya markasının web sitesi ve basılı materyalleri üzerine çalışıyoruz. Zaman zaman yaratıcı kodlama üzerine alıştırmalar yapıyorum. Paleworks Stüdyo bünyesinde ürün tasarımına da oldukça ilgi duyuyoruz. Şu anda odağımızda sehpa ya da kitaplık gibi ürünler tasarlamak var.


Paleworks, Görsel kimlik tasarımı (Çeşitli basılı materyaller), 2017


Paleworks, Etkinlik afişi tasarımı, 2019

Paleworks, Sweatshirt koleksiyonu ve kartvizit tasarımı, 2019

Pale Sofa, 2020

 

Ne zamandır GMK üyesisiniz? GMK’nın çalışmaları hakkında ne düşünüyorsunuz?

Yanılmıyorsam 2016 yılından beri GMK üyesiyim. Tasarım konuşmaları, seminer ve GMK Kampüs gibi etkinlikleri İstanbul dışına da taşıyabilme gayretini takdir ediyorum.

Mesleğinizin geleceği hakkında ne düşünüyorsunuz?

Yeni iletişim platformlarını ve araçlarını takip etmek, sürekli güncel kalabilmek gitgide zorlaşıyor. Dijitalleşme, yapay zekâ, sanal gerçeklik vb. konulara karşı zaten baştan kaybedilmiş bir savaşı sürdürmek sanırım anlamsız. Mesleğimiz bu doğrultuda evriliyor, dolayısıyla kendimizi buna hazırlamamız lazım. Her ne kadar malzemeyi, kâğıdın dokusunu hâlâ çok sevsem de birçok işe başlarken mümkün olduğunca az “çöp” üretmek gibi bir kaygı ile yaklaşıyorum. Öte yandan, tüketim odaklı görsel iletişimin sıklaştığı –sığlaştığı– bir dönemdeyiz. Tasarımcılar olarak yaptığımız her işte toplumun tüketici alışkanlıklarına iyi ya da kötü yönde etki ettiğimizi ve üretimlerimizde bunu hep göz önünde bulundurmamız gerektiğini düşünüyorum.


SUOL Bağımsız plak şirketi, Görsel kimlik çalışması, 2018


SUOL Bağımsız plak şirketi, Görsel kimlik çalışması, 2018


SUOL Bağımsız plak şirketi — Etkinlik afişleri, 2018


Bugünkü siz, mesleğinin henüz başındaki size ne s
öyler?

Zorunluluk ya da gereklilik olduğu için değil de, gerçekten zevk aldığın için her gün aksatmadan yapacağın faydalı bir alışkanlık edin. Sosyal, politik ve evrensel meselelere daha çok odaklan. Kod öğren ve matematikten kopma. Sosyal medyanın “gücünü” küçümseme.