İlhami Turan: Nesillerin Hocası, Tasarımcı, Tanık

  • Yazar Admin, 07.02.2018

İlhami Turan eğitimciliği ve tasarımcılığı ile Türk grafik tasarımının önemli figürlerinden biri. Alternatif Yayıncılık'tan çıkan “İlhami Turan: Nesillerin Hocası, Tasarımcı, Tanık” başlıklı kitap, Türkiye’de grafik tasarımın gelişimine tanıklık eden bir hocanın deneyimlerini genç kuşaklara aktarması bakımından önem taşıyor. 

Doç. Ardan Ergüven*


İlhami Turan eğitimciliği ve tasarımcılığı ile Türk grafik tasarımının önemli figürlerinden biri. Ancak bugüne kadar Turan'ın çeşitli konular üstüne yazdığı makaleler dışında yaşamı ve çalışmaları hakkında yazılı bir kaynak bulunmuyordu. Türkiye’de grafik tasarımın gelişimine tanıklık eden bir hocanın deneyimlerini genç kuşaklara aktarma amacını taşıyan “İlhami Turan: Nesillerin Hocası, Tasarımcı, Tanık” başlıklı kitap bu açıdan önem taşıyor. 

1935'de Bolu’nun Gerede ilçesinde doğan İlhami Turan, ilk ve ortaöğrenimini tamamladıktan sonra 1954’de Akademi’nin** giriş sınavlarına girmek üzere İstanbul’a gelir. Burada Dekoratif Sanatlar Bölümü’nü kazanır ve bir yıl sonra, 1955’de o yıl eğitime başlayan Yazı ve Cilt Atölyesi’ni seçer. Akademi’deki atölye derslerinden kalan vakitlerde önce Cağaloğlu’nda daha sonra Çemberlitaş’ta faaliyet gösteren “Barın Cilt ve Yazı Atölyesi”nde çalışmaya devam eder. Bu atölyede cilt yapımı, yazı, kaligrafi, kitap, levha restorasyonu ve sanatsal ağırlıklı cilt işlerinde pratik bilgisini geliştirme fırsatı yakalar. Öğrencilik yılları boyunca Cağaloğlu’nda grafik ürünlerin basım tekniklerini öğrenir ve farklı konularda tecrübeler kazanır. Akademi’den mezun olduktan sonra 1958’de Emin Barın’ın yanında asistanlık görevine başlar, ancak kadrosuzluk nedeniyle bu görevi fahri olarak yürütmüştür. Askerliğini yaptıktan sonra 1961’de Yazı ve Cilt - Kartonaj derslerinden sorumlu olarak Tatbiki Güzel Sanatlar Yüksek Okulu’nda göreve başlar. Yirmi yedi yıl boyunca bu kurumda çalışan Turan, 1988’de Akademi’den gelen davet üzerine profesör olarak Geleneksel Türk Sanatları Bölümü’nün başkanı olmuş ve on üç yıl boyunca görevini sürdürmüştür. Bu süreç içinde piyasa ile bağını hiç koparmamış ve profesyonel çalışmalarına devam etmiştir. Deva İlaçları, Koç Holding, Millî Eğitim Bakanlığı ve TBMM gibi önemli kurumlar için tasarımlar yapmıştır.

Kitapta İlhami Turan’ın aktif olarak tasarım yaptığı dönemlerden örnekler yer alıyor. Bunlar arasında kaligrafi çalışmaları, amblemler, logotayplar, başlıklı kâğıtlar, hisse senetleri, kitabeler, dergiler, broşürler, kitap kapakları, kitaplar, ciltler ve ambalajlar sayılabilir. Özellikle 1960-80 arasında çeşitli kurumlar için tasarladığı ticari işler o yılların görsel üslubunu ve piyasa-tasarım ilişkisini anlamak açısından son derece önemli. Diğer taraftan kitapta, yazı ve kaligrafi çalışmalarının yer aldığı tebrik kartları, beratlar, diplomalar ve çeşitli belgelerin örnekleri de bu konuda araştırma yapanlar ve uzmanlaşmak isteyenler için değerli bir arşiv niteliğinde.

Kitabın giriş bölümünde kendi özgeçmişini anlattığı yazı aynı zamanda Türk grafik tasarımının gelişimi hakkında da önemli bilgiler sunuyor:

"Akademili olduğumuz için o yıllarda her işi bilmemiz, altından kalkmamız istenirdi. Broşürler, ambalajlar, kataloglar, amblem ve logolar, fuar ve sergiler, mermer üzerine kitabe tasarımları, iç ve dış mekân yönlendirme levhaları, bronz döküm uygulamaları, anıt yazıları, diplomalar, teşekkür belgeleri, fahri doktora ve hemşerilik beratları, mağaza cephe yazıları vb. tasarım disiplinlerinin neredeyse her dalında iş yaptım diyebilirim. (…) Şunu yaparım, bunu yaparım diye bir ayrım yapamazdık, malum ressamdık. Grafiker sözcüğü Tatbiki Güzel Sanatlar mezun verdikten sonra kullanılmaya başladı, sonra grafik sanatçısı, grafik dizayner dendi. Tasarım sözcüğü doksanlı yıllarda kullanılmaya başladı."

Öğrencileri Selahattin Ganiz, Aydın Erkmen ve Nazan Erkmen de hocalarını anlatan yazıları ile kitaba katkıda bulunmuşlar. Bu yazılar bütünlüklü bir bakışla, İlhami Turan'ın tasarımcı ve eğitimci yönlerinin yanı sıra başta öğrencileri olmak üzere sosyal ilişkilerine dair bilgi edinmemizi sağlamakla birlikte; nazik ve alçakgönüllü kişiliğine ilişkin de fikir veriyor. 1978’de Tatbiki Güzel Sanatlar Okulu'nda İlhami Turan ve Halis Biçer’in asistanı olarak göreve başlayan Selahattin Ganiz, “Hocam” başlıklı yazısında İlhami Turan hakkında şunları dile getiriyor:

"Bu yıllardan itibaren hocamın bir özelliği de dikkatimi çekmeye başladı. Hangi yıllarda mezun olursa olsun eski öğrencileri ile iletişimini devam ettirmeye özen gösteriyordu. Bir eğitimci derslerinde çok iyi olabilir ama bu sözünü ettiğim özellik çok az sayıda hoca için geçerlidir. Bu bir hümanist, alçakgönüllü, adam gibi adam olma yetileriyle ilgilidir. Tutarlı, dengeli ve yardımsever kişiliğinden hiç eksilmemiş özellikleri bugün de aynen devam ediyor sevgili hocamızın."

Aydın Erkmen ise İlhami Turan'ı tanıdığı ilk gün izlenimlerini şöyle aktarmış:

“Hocam ilk derse girdiğinde bir İstanbul efendisi ile tanıştığımızı hepimiz fark ettik. Son derece şık ve etkileyici idi. Hepimizin ismini tek tek sordu. Hangi okullardan mezun olduğumuzu öğrendi. Ve çok kısa bir süre içerisinde hepimize isimlerimizle hitap etmeye başladı. Bir öğrenci tarafından isminin unutulmaması büyük önem taşır. Biz de, her birimize hocamız tarafından ayrı ayrı önem verildiğini bu davranışı ile ilk kez fark ettik.”

Bu izlenimler ve bilgiler ışığında İlhami Turan'ın kişisel özelliklerinin tasarımlarına da yansıdığı söylenebilir. Kitapta yer alan çalışmalar incelendiğinde kendi kimliğini ve üslubunu öne çıkaran değil, işin gerektirdiği görsel anlatım yöntemlerini ve tekniklerini uygulayan, görgülü bir tasarımcı profiliyle karşılaşıyoruz.

Türk grafik tasarımının geçmişi hakkında yazılmış kitap sayısı bir hayli az olduğu için Alternatif Yayıncılık'tan çıkan kitap bu açıdan önemli bir açığı kapatıyor. İlhan Bilge’nin kitabın önsözünde dediği gibi “Grafik tasarım adını verdiğimiz mesleği, piyasa koşulları, teknolojiler, devlet politikaları, eğitim kurumları, disiplinlerarası ilişkiler ve toplumsal zihniyet gibi tarihsel bağlamlardan ayrı ele alamayacağımızı bir kez daha anlamamızı sağlıyor”.

İlhami Turan: Nesillerin Hocası, Tasarımcı, Tanık,

Alternatif Yayıncılık, İstanbul, 2017, 157 s. 

Marmara Üniversitesi, Güzel Sanatlar Fakültesi, Grafik Bölümü

** Yazıda geçen Akademi 1882’de Sanayi-i Nefise Mektebi olarak kurulmuş, 1928’de Güzel Sanatlar Akademisi, 1982'de Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi adını almıştır. 1957'de kurulan Tatbiki Güzel Sanatlar Yüksek Okulu ise 1982'de Marmara Üniversitesi'ne bağlanması ile birlikte Güzel Sanatlar Fakültesi olarak hizmet vermeye başlamıştır.