TASARIM ÜZERİNE

RÖPORTAJ

GMK RÖPORTAJLAR

GMK Röportajlar #27: E. S. Kibele Yarman

GMK Röportajlar’ın 27’incisini üyemiz E. S. Kibele Yarman’la gerçekleştirdik. Ağırlıklı olarak kitap, kitap kapağı ve afiş tasarımı alanında çalışsa da, tasarımda multidisipliner olmanın önemli olduğuna inanıyor tasarımcı. Broken English Goodbye, The Importance of an Afternoon Nap at the Paperwork Hotel ve yayın projesi Dante ve Istakoz gibi kişisel sanat ve tasarım projeleri de bu anlayışın birer izdüşümü. Tasarımcı, 2022'de Arter’de gerçekleşen “Ben Kimse. Sen de mi Kimsesin?” sergisinin kitabıyla 41. Grafik Tasarım Sergisi’nde En İyi Kitap Tasarımı Ödülü kazandı. 2019’dan bu yana GMK üyesi olan E. S. Kibele Yarman’la tasarım-sanat pratiği ve mesleğin geleceğine dair kapsamlı bir sohbet gerçekleştirdik.*


Grafik tasarımcı olmaya nasıl karar verdiniz? Bize serüveninizden bahseder misiniz?
Dürüst olmak gerekirse hiçbir zaman tam olarak böyle bir karar veremedim. 20’li yaşlarımda mesleğinin ne olması gerektiğine dair çok kesin kararları olan dostlarım vardı, ben öyle değildim. Hayatın kendisi beni tasarım ve bazen de sanat yapan bir yerlere getirdi. Bu, güzel bir yolculuk ve hâlâ devam ediyor. Lisansta Bilkent Üniversitesi’nde İletişim Tasarımı okudum, bir yandan Grafik Tasarım bölümünden dersler aldım, yazları da yurtdışında çeşitli grafik tasarım programlarına katıldım. Ve lisanstan mezun olduğumda, elimde bütün bu süreçte oluşturduğum bir grafik tasarım portfolyosu vardı. Bir de tasarım tarihine hep çok ilgiliydim, bu alanda kitap biriktirmeye de lisans yaparken başladım.


Unconsenting, Mercan renkli iplik ile dikilmiş analog kolaj-illüstrasyonThe New York Times Book Review kapağı, 2022.


Kitaplarda gördüğüm tasarımcıların çoğu New York’taydı, tasarım tarihine ilişkin karşılaştığım çoğu kitabı da Steven Heller yazmıştı. Ben de ‘Sanırım, buraya gitmem gerekiyor,’ diye düşündüm ve School of Visual Arts’ın, bölüm başkanlığını Steven Heller ve Lita Talarico’nun yaptığı Master of Fine Arts in Design bölümüne başvurdum. Kabul aldığımda inanamadım, açıkça söylemem gerekirse beni yanlışlıkla seçtiklerini düşündüm. Hızla uçağa bindim ve sonrası gerçekten büyük bir aşk... Tasarımla uzun süredir devam eden bir ilişkimiz var. Hayatımdaki en uzun ilişkim diyebilirim.

İletişim tasarımında ilgi duyduğunuz/çalıştığınız spesifik bir alan var mı?
Kitaplar tabii en başta, ama ben biraz ‘spesifik olarak şu alanda özelleşmeliyim’ diyen biri olmadım ve sanırım artık biraz daha multidisipliner olmanın önemine inanıyorum. Fazla odaklanılırsa teknolojik değişimler gelinen konumda biraz tehditkâr olmaya başlayabiliyor diye düşünüyorum. Mesela ben 2015’te yükseklisansımı aldığımda herkes kodlamayı öğrenmeyen tasarımcının bir geleceği olmayacağına inanıyordu, şimdiyse AI var ama böyle bir gündem yok. Genelde fiziksel nesnelerle daha yoğun ilgilenen biriyim, yani tasarımın çıktısına dokunmak veya onu bedensel/mekânsal deneyimleyebilmek için çalışmayı önemsiyorum. Bundan dolayı, hareketli afişe bayılsam da güçlü bir afişin 70x100 cm basılıp yan yana asıldığında yaşattığı o kalp çarptırıcı etkiyi ekranda görünene pek değişemiyorum ya da tercihim değişmekten yana değil diyelim.


Ben Kimse. Sen de mi Kimsesin?, sergiye eşlik eden kitap, Meşher2022.


Ağırlıklı olarak kitap, kitap kapağı ve afiş tasarlıyorum, bir de sipariş üzerine illüstrasyon çalışıyorum, nadiren ambalaj yaptığım da oluyor. Bunlar sipariş üzerine çalıştığım alanlar. Bunların dışında, kendi kendime iş üreterek yürüttüğüm sanat ve tasarım pratiğim de var, burada ağırlıklı olarak kolaj veya kesilen/dikilen/yapıştırılan buluntu matbu nesneler kullanarak bazen tek parça bazen seri işler bazen de kitaplar üzerine çalışıyorum. Onagöre’nin yayımladığı böyle iki kitabım var: Broken English Goodbye ve The Importance of an Afternoon Nap at the Paperwork Hotel. Üçüncüsü üzerinde şimdilerde çalışmaya başladım. Bunlara ek olarak Dante ve Istakoz adında bir yayın projem var: “Kenar, köşe ve içindekilerle ilgilenen yayınlara alan açmayı hedefliyor.” Bolca kitap diyelim. Bolca kitaba eşlik etsin diye bir de arkeoloji doktorası yapıyorum. Orada da epey kitap var. Tez konum arkeolojik müze bağlamında kültürel miras temsillerinde tasarım metodolojileri.


Broken English GoodbyeKitap, E. S .Kibele Yarman, Onagöre, 2021.


Sizce bir tasarımcının tasarım anlayışı ile müşterinin beklentileri veya kararları arasında nasıl bir denge olmalı
?

Gel gelelim aspirinin faydalarına. Sonunda bu cümleyi kurabildim, genelde babam kurar bu cümleyi, epeydir özeniyordum. Aslında üç özne var: müşteri, tasarımcı ve yapılan tasarıma maruz kalacak herkes. Herkesi mutlu etme oyunu zor bir oyun. Ama oynadıkça insan bu konuda iyileşiyor. Nerede hangi tavizi vereceğine karar vermeyi öğrenmek gerekiyor, ben de hâlâ öğreniyorum ve büyük ihtimalle ölene kadar da öğrenmeye devam edeceğim. Her savaş savaşılmaz bir defa, burası kesin, çünkü o kadar enerji yok, ama sabır, sebat, açık iletişim ve dürüstlük tasarımcı-müşteri ilişkisinde bence olmazsa olmazlardan. Ortak paydalarda buluşmak önemli bir de.


The Tribe of the Esraris. Ahmet Güntan, Kitap kapağı, Koç Üniversitesi Yayınları, 2018.


Bugüne dek yaptığınız işler arasında sizin için en önemli olanlar hangileri?
Röportajın en zor sorusu bu büyük ihtimalle, elimden geldiğince yanıtlayacağım. Öncelikle işleri arasında zor ayrım yapan biriyim, zaten ortaya çıkmasını istemiyorsam bir işi ortaya çıkarmamayı tercih ediyorum; çıkıyorsa da çıkarmaya değer bulduğum içindir. Bu sebeple sanırım şöyle cevap vereceğim: Bir zamanlar Koç Üniversitesi Yayınları’nca gerçekleştirilip iyi tepkiler alan, Türk edebiyatının İngilizce çevirilerinden oluşan ancak sonra devamı gelmeyen serinin ikinci kitabı The Book of Devices için tasarladığım kapak. İhsan Oktay Anar’ın Kitab-ül Hiyel’inin çevirisi. Önemli bir kilometre taşıydı benim açımdan. İstediğim teknikleri deneme fırsatı yakalamıştım. Bir de başkalarının ne düşündüğünü çok bilmediğim ancak benim kalbime yakın olması bakımından önemli bulduğum bir kitap daha var, o da kendi kitabım Broken English Goodbye. Yazıp tasarladığım bir üç boyutlu nesne olması bakımından benim için bir ilkti, başkalarının benim düşüncelerimi okuyup anladıklarını görmek hayata ilişkin motivasyonumu artırdı.


The Book of Devices. İhsan Oktay Anar, Kitap kapağı, Koç Üniversitesi Yayınları, 2018.


Bugüne dek sizi en fazla etkileyen tasarım hangisi ve neden?
Belki de en zor soru budur röportajdaki, şimdi bilemedim. Ben çok fazla tasarıma hayran olurum, onları biriktiririm, zaman zaman açıp bakar, yeniden üzerlerine düşünürüm, etkisinden kurtulamam. Gördüğümde bakakaldığım ve etkisinden kurtulamadığım, günlerce aylarca düşündüğüm neler vardı diye aklımdan geçirdiğimde, hocam Stefan Sagmeister’ın Things I’ve Learned In My Life So Far’ını buluyorum, maalesef bir rockstar tasarımcının işiyle cevap verdim ama başka çare yoktu. Bir de zamansız tasarımların olduğu bir cevap vereyim madem, Alvin Lustig’in iki kitap kapağı: A Season in Hell ve The Sheltering Sky. Son olarak Jean Cocteau’nun 1949 tarihli A Street Car Named Desire (Un Tramway Nommé Désir) isimli kitap için çalıştığı kapağı söyleyebilirim.


Hisleri Görselleştirmek, Afiş serisi, Studio-X Istanbul, 2018.


Yaşadığınız şehrin tasarımlarınızı etkilediğini düşünüyor musunuz?
Sanırım hayır. Eminim bu şehr-i İstanbul ki bî mislü bahâdır, bir zengine yekpâre Acem mülkü fedadır ve izlerini yeterince ararsak mesela çalıştığım The Book of Devices kitabının kapağında bulabiliriz, ama ben yurtdışıyla da epey haşır neşirim, dolayısıyla pek çok coğrafyadaki pek çok farklı gücün tasarımlarımda etkisi olduğundan eminim.


JFIP-I, Açık pembe iplik ile dikilmiş buluntu matbu materyalle analog kolaj-illüstrasyon2022.


Bugüne dek işlerinizde telif sorunlarıyla karşılaştınız mı
? Tasarım alanında dikkatinizi çeken ya da öncelikli gördüğünüz benzeri sorunlar nelerdir?
Hiç karşılaşmadım. “Kendi ürettiğimden başka telifi olan bir iş ürettim mi” diye soruyorsanız cevap hayır. Çok dikkat ettiğim bir konudur. Ancak soru telif ücretini tahsil edememeye dairse, buna ‘Elbette karşılaştım,’ demeliyim. Tahsil zor zanaat, ustalardan dinlemek lazım. GMK bir tahsilat sohbeti düzenlerse en ön sırada dinleyeceğimden şüphem yok. Öncelikli gördüğüm benzeri sorunlar da sanırım şunlar olabilir: Hukuk alanında hepimizin çok desteğe ihtiyacı olduğunu düşünüyorum. Müşteri ilişkileri yönetimi ve sözleşmelerde, özellikle kariyerimin başındayken çok haksızlığa uğradım, ama hakkımı hiç arayamadım. Bu konuda düzenli olarak danışabileceğim bir platform olmasını çok arzu ederdim.


İletişim tasarımı alanındaki güncel işleri takip ediyor musunuz? İlgiyle takip ettiğiniz tasarımcılar/projeler var mı
?
Tabii. Violaine & Jérémy son birkaç yıldır çok iyi gidiyor. Londra’daki Spin Studio keza. Hugo & Marie de ne yapsa iyi oluyor sanki. Son olarak Hvass & Hannibal


Defneler Kesildi. Eduard Dujardin, Kitap kapağı tasarımı, Konu Kitap, 2021.


Size göre iyi tasarım nedir?
İletişim konusuna dair çözümü bir ruhla üretebilen, görselleştirmesi gerekenleri çalışırken kalbe de hitap edebilen tasarım bence diğerlerinden iyidir.


Studio-X Istanbul Bahar, Arkası afiş önü broşür, 2018.

 
Son dönemde üzerinde çalıştığınız yeni projeleriniz var mı
?
26. Uçan Süpürge Uluslararası Kadın Filmleri Festivali’nin görsel kimliğini çalışmayı yeni tamamladım. Uzun ve yorucuydu, ama içime sindi diyebilirim. Bir de kişisel sergim için çalışıyorum, kısmetse martta açılacak.

Uçan Süpürge Uluslararası Kadın Filmleri Festivali, Afiş serisinden ilk afiş, 2023.


Tasarım dışında uğraştığınız alan(lar) var mı
?

Aslında başka soruların içinde buna biraz cevap vermiştim ama ek olarak ciddi şiir okuyucusuyum diyebilirim. (Şiiri ciddiye alıyorum!) Bir de gastronomi bana uzaktan çok eğlenceli gelen ve kendi kendime mutfakta denediğim koku, renk ve tatların olduğu bir alan. Seviyorum!

Ne zamandır GMK üyesisiniz? GMKnın çalışmaları hakkında ne düşünüyorsunuz?
GMK’ya sanırım 4-5 yıldır üyeyim. Meslek örgütleri çok önemli, birbirimizden başka kimimiz var. İlişkilerin daha sıkı olduğu bir örgütlenmeyi çok isterim, hem gençlerin hem de alanda daha deneyimli meslektaşların birlikte söz sahibi olduğu bir kurum bence hepimizin hayali. GMK iyiye gidiyor bu konuda, emek veren çok kişi var diye düşünüyorum. Bu zor bir iş, biliyorum. Etkinlik odakları bence iyi, sayıları da biraz daha fazla olsa ne şahane olurdu.


Timaş Klasikler Serisi, Kitap kapağı, Timaş Yayınları, 2021'den beri.


Mesleğinizin geleceği hakkında ne düşünüyorsunuz?
İyi şeyler düşünüyorum. AI overlord’larımıza da “Alışın, gitmeyeceğiz!” diyorum.

Günümüzde teknolojinin grafik tasarıma etkileri üzerine ne düşünüyorsunuz?
Teknoloji, grafik tasarımı hep etkilemiş, hep değiştirmiş, dönüştürmüş. Şüphesiz şimdi de bunu yapıyor ve yapmaya devam edecek. Önemli olan, bir işe feci sıkı tutunup sonra tehdit altında hissetmek yerine iyi adaptasyonun yollarını aramak bence. “Sakin ol ve tasarlamaya devam et,” diyorum kendi kendime genelde, şimdilik işe yarıyor.


Kuş Sadece Bir Kuştu, Afiş, Manifold Alıntı Serisi, 2018.


Grafik tasarımın toplum üzerindeki etkisi ve tasarımcının sorumlulukları hakkında ne düşünüyorsunuz?

Biz hepimiz çok sorumluyuz, ciddi anlamda. Ortaya çöp gibi iş çıkarınca binlerce, bazen milyonlarca kişi bunu görüyor. O yüzden müşteri ilişkileri yürütülürken doğru savaşları savaşmaya kesinlikle çok dikkat etmek gerekiyor. Ortaya çıkan işin çevreyle ilişkisi de cabası. Örneğin söz konusu ambalaj olduğunda, çöpe atılmaya kıyılamayacak, saklanmak istenecek işler üretmek gerektiğini düşünüyorum örneğin. Ayrıca “Kim için ne üretiyorum?” sorusunu tasarımcı kendine hep ama hep sormalı. Hocam Milton Glaser bir dersimizde bu konudaki mottosunu paylaşmıştı, hemen kendi mottom yaptım: “Do as little harm as possible” yani “Olabildiğince az zarar ver.”

Bugünkü siz, mesleğinin henüz başındaki size ne söyler?
“Lütfen sakin ol,” derdim herhalde önce, “her şey iyi, her şey olacağına varır,” derdim sonra.


*Röp. Behiye Aycan Erarslan (GMK Üyesi)