TASARIM ÜZERİNE

RÖPORTAJ

GMK RÖPORTAJLAR

GMK Röportajlar #9: Dilem Serbest

Dilem Serbest, 2019 yılında başlattığımız ve ilkini “İllüstrasyon” temasıyla gerçekleştirdiğimiz GMK Sunumlar etkinliğine  konuk olmuştu. Bir yılı aşkın süredir GMK üyesi olan Dilem Serbest, süreli yayınlar, kitaplar ve çevrimiçi yayınlar olmak üzere farklı alanlarda illüstrasyon çalışmalarını sürdürüyor. Kişisel deneyimleri üzerinden illüstratörlerin mesleki sorunlarına da dikkat çeken Dilem Serbest’le çalışmaları, mesleğinin geleceğine bakışı ve GMK hakkında konuştuk.*



Grafik tasarımcı olmaya ne zaman ve nasıl karar verdiniz? Bize serüveninizden bahseder misiniz?

Bu alana ilgim J. R. R. Tolkien’in Yüzüklerin Efendisi kitabıyla oldu sanırım. Ortaokuldaydım ve kitabı sadece okumak yetmemiş, kitaptaki sahneleri görsel olarak da görmek istemiştim. O zamanlar filme de henüz uyarlanmamıştı. Sonra kitapta okuduğum sahneleri resmetmeye başladım. Sanıyorum ilk illüstrasyon deneyimim bu oldu. Bilmeden illüstrasyon ihtiyacımı karşılamış gibiydim. Çocukluktan beri çizime hep ilgim olsa da, söz konusu üniversite olduğunda Güzel Sanatlar okumak konusunda temkinli ve önyargılıydım. Bu yüzden lisede Yabancı Dil bölümünü seçmiştim. Fakat süreç içinde bu tür bir bölüm okumak istemediğimi fark edip Güzel Sanatlara hazırlanmaya başladım. Hazırlık sürecinde her Perşembe İstanbul Modern’de ücretsiz gösterilen film ve belgeselleri takip ettim. Bunlardan biri de Gart Hustwitt’in Helvetica belgeseli oldu. Belgeseldeki kişilerin font tasarımına yaklaşım biçimleri beni çok etkilemişti. O belgeselden sonra grafik tasarım okumaya karar verdim.


Sabit Fikir dergisi için Tolkien illüstrasyonları, 2015.

İletişim tasarımında ilgi duyduğunuz/çalıştığınız spesifik bir alan var mı?

2012’den itibaren, yani mezun olduktan hemen sonra bir tasarım ajansında çalışmaya başladım. Aynı zamanda ufak tefek bağımsız illüstrasyon işleri de alıyordum, her ay çizdiğim dergiler vardı. Bu şekilde hem tasarım hem de illüstrasyon tarafımı geliştiriyordum. Süreç içinde yayınevleriyle çalışmaya başladım. Editoryal çalışmalara karşı hep daha yatkın ve ilgili olup bu alanda biraz daha fazla iş ürettim. En ilgimi çeken konu da hep tipografi oldu. Grafik çalışmalarımda tipografiyle oynamayı seviyordum ama son birkaç senedir tipografiyi illüstrasyonlarıma taşımaya başladım. Hazır font yerine elle yazılmış ve illüstrasyonun çizgi tadına uygun tipolar üzerinde çalışmaya yoğunlaştım.

İşlerinizde tasarım anlayışınız ile müşterinin beklentileri veya kararları arasında nasıl bir denge kuruyorsunuz?

Bu dengeyi kurabilmek tabii epey bir zaman aldı. Bunu hem bir tasarım ofisinde Art Director olarak hem de freelance illüstrasyon işlerimde kendimin müşteri temsilcisi olarak deneyimledim. Tasarımcı ya da illüstratörlerle çalışmaya alışık müşterilerle genelde bir sıkıntı yaşamıyorum. Fakat daha az deneyimli müşterilerle çalışırken bir tasarımcı/çizer ile nasıl çalışılabileceğiyle ilgili neredeyse bir kitap yazar gibi detaylı açıklamalar yapmaya ihtiyaç duyuyorum. Bu türden müşterilerde en sık karşılaştığım sorun beni yönlendirmeye çalışmaları. Müşterilerime ideal olan çalışma biçimini olabildiğince açıklayıcı şekilde anlatmayı tercih ediyorum. Çünkü eğer ben müşterimi bir noktada bilinçlendirebilirsem benden sonra çalışacağı tasarımcı ve çizer aynı problemi yaşamaz belki diye düşünüyorum.

Toyota Hybrid serisi için illüstrasyonlar, 2018.

Yaşadığınız şehrin tasarımlarınızı etkilediğini düşünüyor musunuz?

Bütün hayatım Kadıköy’de geçti. Var olsaydı kesinlikle fanatik bir Kadıköysporlu olurdum. Kadıköy çok çeşitli müzik tarzlarını, edebiyatı, sinemayı ve çizgi romanı buluşturan müthiş bir merkez. Bu açıdan benim için hep çok doyurucu bir yer oldu ve çalışmalarımda da etkisi olduğuna inanıyorum.

Kişisel tipografik illüstrasyon çalışmalarından, 2020.

Mama Luvz Ya, Etkinlik Afişi, 2020.


Bugüne dek yaptığınız işler arasında sizin için en önemli olan/olanlar hangileri?

İlk çocuk kitaplarımdan biri olan Nâzım benim ilk gözağrımdır. Tarihsel gerçeklere dayanmasından dolayı 6 aylık bir okuma, araştırma ve yazarı Gündüz Vassaf ile yaptığım verimli onlarca görüşme sonrasında çıkan bir kitap olmuştu. Benim için çok değerliydi çünkü o kitaptan sonra artık bu işi ciddi anlamda yapmaya karar verip o dönem çalıştığım ajanstan ayrıldım. Bu sayede kendimi geliştirebildiğim dolu dolu zamanlarım oldu. Bunun dışında son yıllarda en keyif aldığım işlerden biri de İdefix’in Sanal Kitap Fuarı için yaptığım çalışmalardı. Kendimden çok fazla katabildiğim bir iş oldu.


Gündüz Vassaf'ın kaleme aldığı resimli kitap Nâzım (Aylak Adam Yay.) için illüstrasyon, 2015.

İdefix Sanat Kitap Fuarı, 2017.


Bugüne dek sizi en fazla etkileyen tasarım hangisi ve neden?

Genel olarak Jessica Walsh’un işlerine bayılıyorum. Taşıdığı mesajla müthiş uyumlu tipografi ve renk kullanımını çok cesur buluyorum. Penguin Books’un kapaklarını, özellikle özel serilerini sıkı takip ediyorum. Çerçeveleyip duvarıma astığım kitapları bile oldu. Bu listeye bir de illüstratör eklemek isterim. Hayatımda beni en fazla etkilemiş illüstrasyonlar Dave McKean’e ait. İlk keşfettiğimden beri en sevdiğim illüstratördür kendisi. Bütün işleri beni başka diyarlara götürüyor; yansıttığı karanlık, çarpık ve masalsı ruh inanılmaz etkileyici.

Aldığınız ödüllerin size ne gibi katkıları oldu?

İllüstratör kimliğimle aldığım bir ödülüm yok, ödüllü yarışmalara da hiç katılmadım. Bu benim için topluluk içinde şiir söylemek gibi bir şey, pek benlik değil galiba…


"Ben İstersem", Dokuz Yazar - 1 Çizer Projesi, Doğan Egmont, 2018.


Size göre iyi tasarım nedir?

Grafik tasarım çok güçlü bir iletişim aracı. Bu yüzden, hitap ettiği kitleye mesajı mümkün olduğunca yaratıcı ve doğru bir görsellikle aktarabilen tasarım iyidir diyebilirim.

Bugüne dek işlerinizde telif sorunları yaşadınız mı? Tasarım alanında dikkatinizi çeken ya da öncelikli gördüğünüz benzeri sorunlar nelerdir?

İşlerimde telif sorunlarını farklı şekillerde ve çok kez yaşadım. Bu konuyu olabildiğince konuşmamız, haklarımızı bilmemiz ve arayabilmemiz gerekiyor. Az ücretle çalışıp hem kendi değerini hem de piyasayı düşüren meslektaşlarımız var. Tasarım ve illüstrasyon yaratıcı bir süreç, fakat uzun sürece yayılacak bir işin çok daha kısa zamanda yaptırılmaya çalışılması, ödemelerin ötelenmesi, süre sınırı olmayan sözleşmelerin dayatılması, keyfî revizeler, ücretsiz deneme çizimleri bu sorunlardan sadece birkaçı. Bu tür sorunlar sebebiyle bir yılı aşkın süredir, 200’ü aşkın illüstratörle bir araya geldiğimiz ve mesleki haklarımızı konuşup tartıştığımız “benbirillüstratörüm” isimli bir grubun içindeyim. Bu çalışmamıza artık gönüllü avukatlarımız da destek sağlıyor. @benbirillustratorum instagram hesabı üzerinden de deneyim ve bilgilerimizi birbirimizle paylaşıp yasal haklarımız konusunda hem bilinçlenmeye hem de çevremizi bilinçlendirmeye çalışıyoruz.


benbirillüstratörüm çalışma grubu için illüstrasyon, 2020.


İletişim tasarımı alanındaki güncel işleri takip ediyor musunuz? İlgiyle takip ettiğiniz tasarımcılar/işler var mı?

Ajans olarak Monroe Creative’in işlerini çok beğeniyorum. Pata Studio’nun çok titiz ve yaratıcı tasarımlarını severek takip ediyorum. Krüw ve Fam Illustrations’dan takip ettiğim çok sayıda çizer var. Manyetikbant ve inhoodies ortak yapımı @dreamgigsillustrated projesini ilgiyle takip ediyorum. Bir de tabii bahsettiğim @benbirillüstratörüm grubunu yakın takipteyim.

Tasarım dışında uğraştığınız alan/alanlar var mı?

Son iki yıldır, Jessica Walsh’un küresel çapta başlattığı, yaratıcı kadınların bir araya gelip diyalog kurmasını amaçlayan Ladies, Wine & Design Istanbul ekibinin içinde organizatör olarak yer alıyorum. Organizasyon, yapmayı sevdiğim bir şeydi zaten, böyle bir platform içinde olmak inanılmaz güzel bir duygu. Her etkinlik bir aydınlanma ile geçiyor ve gerçekten bir arada çok eğleniyoruz.


Hero Zone Kart Oyunu için tasarımlar, 2019.


Şu an neler üzerinde çalışıyorsunuz? Yeni projeleriniz var mı?

Yaklaşık 1 yıldır Hero Zone isimli bir kart oyunun tasarım ve çizimleri üzerine çalışıyorum. Eski bir Magic the Gathering kartları hayranı olduğum için bu proje benim için çok değerli. Çok ince düşünülmüş bir proje, ben de elimden geldiğince çizimlerimde bu fantastik oyunu yansıtmaya çalışıyorum. Birkaç yıldır üzerinde çalıştığım, “Akıl Çelen Serisi” isimli bir bilim kitapları serisi var. Bu projede, tanıdığım en ilham verici yazarlardan Reşit Canbeyli ile amacımız çocuklara merak etmeyi aşılamak, sorulmayanları birlikte sormak. Öte yandan, Noah Agency ile ortak Texas Animals isimli bir projemiz var. Yakında paylaşmaya başlayacağız. Fırsat buldukça da kendi projelerimden The Best of 80’s&90’s ve eski ukiyo-e afişleri serilerime devam etmeye çalışıyorum.


Akıl Çelen Serisi, 2018.

Ne zamandır GMK üyesisiniz? GMK’nın çalışmaları hakkında ne düşünüyorsunuz?

Bir yıl önce GMK’nın davetiyle Can Dağlı ve Murat Kalkavan’la birlikte “İllüstrasyon” temalı “GMK Sunumlar” etkinliğine konuk olduk. O günden beri GMK üyesiyim. GMK’yı öğrenciliğimden beridir takip ediyorum, özellikle sektöre ilişkin bilgiler için ara sıra incelediğim bir platformdu benim için. Fakat son zamanlarda etkinlikleriyle çok daha fazla takip ettiğim bir mecra. Öte yandan, biz illüstratörler grafik tasarımcılarla benzer alanlarda ve mecralarda çalışıyor ve işler üretiyoruz. Ama illüstratörler olarak mesleki haklarımızı korumak konusunda zorluklar çekiyoruz maalesef. Bu konuda grafik tasarımcılar kadar yol almış değiliz. GMK’nın, mensubu bir illüstratör olarak, kendi çevremizde yaymaya çabaladığımız haklarımızı daha görünür kılmasını ve illüstratörlerin bu bağlamda bilinçlendirilmesine destek olmasını çok isterim. Çünkü ülkemizde illüstratörlere bakış açısı hâlâ “Parayla mı çiziyorsunuz?” seviyesinde olabiliyor.

The Best of 80's & 90's Serisinden, 2018, Kişisel Proje


Ukiyo-e Poster Serisi'nden, 2019, Kişisel Proje


Mesleğinizin geleceği hakkında ne düşünüyorsunuz?

Şu anda tüm dünyada büyük bir salgını deneyimliyoruz ama reklam dünyası durmuş değil. Yaratıcı bir sektör olduğu için fikirler tükenmiyor, hâlâ bir şeylerin tanıtılmaya ihtiyacı var. Bunu gördükten sonra görsel iletişim unsuru olan her şeyin değeri biraz daha fazla anlaşılıyor bence. Biz kendimize düşen görevi yerine getirip, çalıştığımız herkesi yaptığımız işin değeri konusunda bilgilendirirsek ideal çalışma dünyamızı oluşturabiliriz. Bu yüzden mesleğimin geleceği konusunda optimist öngörülerim var.


*Röportaj: Eda Gündüz (GMK Üyesi)