TASARIM ÜZERİNE

RÖPORTAJ

GMK RÖPORTAJLAR

GMK Röportajlar #8: Yunus Ak

GMK Röportajlar'ın sekizincisini üyemiz Yunus Ak ile gerçekleştirdik. Yunus Ak, 38. Grafik Tasarım Yarışması’nda Caner Yılmaz ile birlikte tasarladıkları kartvizit ile Kişisel Tanıtım kategorisinde Başarı Ödülü kazandı. İki yıl önce GMK üyesi olan tasarımcı ile Mardin’de başlayıp İstanbul’da gelişen eğitim hayatı, mesleki çalışmaları, grafik tasarımın geleceği ve GMK hakkında konuştuk.*


Grafik tasarımcı olmaya ne zaman ve nasıl karar verdiniz? Bize serüveninizden bahseder misiniz?

Yunus Ak: 9 çocuklu geniş bir ailede büyümenin getirdiği bütün güzelliklerin yanı sıra, annemin doktor olmamı istemesi dışında, eğitim hayatımla ilgili birileri tarafından yol/yordam gösterilmemesinin zorluklarını da yaşadım. Yaşamımdaki ilk kırılma 10 yaşımdayken Mardin’den İstanbul’a taşınmam oldu. Eğitim hayatım rastlantısallıklar üzerine kuruluydu desem abartmış olmam sanırım. Hasbelkader lisede Dekoratif Sanatlar Bölümü’ne kayıt olmam ve kendimi boyaların içinde bulmam benim için bir diğer önemli dönüm noktası oldu. 2007’de Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi Seramik ve Cam Tasarımı Bölümü’ne girdiğimde, burasının benim için doğru bir yer olmadığını anlamam çok uzun sürmedi. Zira, kendi derslerime girmeyip yukarıda –grafik tasarım bölümü üst kattaydı– Bülent Erkmen’in öğrencilerin işlerine yaptığı yorumları ve sunduğu önerileri dinlemek bana daha çok keyif veriyordu. Bir süre sonra Erkmen’i üst kattan dinlemek bana yetmemeye başladı ve nihayet 2009’da Grafik Tasarım Bölümü’ne geçiş yaptım. Hayatımda ilk defa annemi dinlemediğim için çok mutluyum!


“Rıfat Şahiner / Kelimeler ve Şeyler” sergisi için afiş, 2013


“Text and Object” etkinliği için kitapçık tasarımı, 2016

İletişim tasarımında ilgi duyduğunuz/çalıştığınız spesifik bir alan var mı?

YA: Kitap başta olmak üzere basılı dünyaya ait ne varsa tasarlamak ve toplamak oldukça ilgimi çekiyor. Yazı ve imajın yan yana geldiği bütün olasılıklar beni fazlasıyla cezbediyor. Ayrıca daha önce üzerinde kafa yormadığım, hakkında bilgi sahibi olmadığım konuların peşine düşerek, rutin düşünce biçimlerinden sıyrılmanın yollarını arıyorum. Ezcümle, yeninin ve bilinmeyenin peşine düşmek beni diri ve taze tutuyor!


10. İnsan Hakları Belgesel Film Günleri Afiş Yarışması için afiş, 2019


27. İzmir Avrupa Caz Festivali Afiş Yarışması için öneriler, 2019


İşlerinizde tasarım anlayışınız ile müşterinin beklentileri veya kararları arasında nasıl bir denge kuruyorsunuz?

YA: Bir tasarım problemine çözüm aradığımda ilk işim bilgisayarı kapatmak oluyor. Etrafıma bana ilham vereceğini düşündüğüm kâğıt, kalem, bant, cetvel vb. şeylerle oynuyorum. Yazarak düşünüyor, düşünerek yazıyorum. Teslim edeceğim tarih her neyse, büyük çoğunluğunu problemi anlamaya çalışarak geçiriyorum. İlişki kurabildikçe çıkan sonucun çok daha iyi olabileceği her zaman aklımın bir köşesinde oluyor. Bazen bulduğum fikir, problem için doğru bir önerme içermiyorsa, çöpe atmaktan imtina etmiyorum. Sayfa, afiş, kitap kapağı yani “işin mekânı” üzerindeki her bir öğenin “orada olmakla” ilgili bir derdi yoksa ve bu müşterinin gerekliliklerine karşılık geliyorsa bir denge kurabildiğime kani oluyorum. Geriye eklenecek değil, çıkartılacak bir şey kalmamışsa müşteri ile paylaşmanın vakti gelmiş oluyor! İşle kurduğum bu ilişki, müşteriye de sirayet ediyorsa, gerisi çorap söküğü gibi geliyor. Tam tersinin de olabildiği gibi!


CheChe Online Kültür Sanat Dergisi için logo tasarımı, 2019


Müzik grubu Dün be Dün için logo tasarımı, 2018

Yaşadığınız şehrin tasarımlarınızı etkilediğini düşünüyor musunuz?

YA: Mardin’in çok dilli, çok dinli, çok kültürlü yapısından, misket oynadığım arkadaşlıklarından; İstanbul’un kaosundan, pisliğinden, çok katmanlı yapısından, sokakta halı yıkayan çingenelerinden; New York’un kozmopolitliğinden, gaddarlığından, aşırılıklarından, metroda makyaj yapan kadınlarından; Porto’nun sakinliğinden, mimarisinden, yavaşlığından ve sarhoşlarından öğrendiğim onlarca şey var! Bu evrede bilinçaltıma oldukça güvendiğimi söylemeliyim! Vakti geldiğinde bu bilgi yığınının bir şekilde işlerime sızdığını düşünüyorum. Unutmayı kutsayan böyle vahşi bir dönemden geçerken, dönüp dönüp geriye bakmakta, yaşadığımız yerleri/şeyleri anımsamakta hiçbir beis görmüyorum.


“Porto’dan İstanbul”a isimli kartpostal serisi,Özüm Ak ve Caner Yılmaz ile birlikte, 2017

Bugüne dek yaptığınız işler arasında sizin için en önemli olan/olanlar hangileri?

YA: Şeylerin özüne inebildiğimi sandığım keşfetme süreçlerinin sonuçlarını değil, bizatihi kendisini daha değerli buluyorum. Bu doğurgan sürecin ‘şeyler’ üzerine yeni sözler söylemenin bin türlü hâli ve binbir yolu olduğunu düşündürtmesi bana heyecan veriyor.


“Transform” etkinliği için afiş tasarımı, 2015


Bugüne dek sizi en fazla etkileyen tasarım hangisi ve neden?

YA: Karl Nawrot’un yaptığı bütün işleri çok seviyorum. James Langdon’ın kaleme aldığı bir yazı ve Nawrot’un 2004-2017 yıllarında arasında yapmış olduğu 900’den fazla işini kapsayan 496 sayfalık harika bir kitap var. Dönüp dönüp baktığım bir başucu kitabı benim için.

“Hello Stranger”, Stephan Bundi ile workshop, Grafist 2012

Kafka’nın Dönüşüm’ü Üzerinden Farklı Format Uygulamaları, Yüksek Lisans Tezi, 2019

Aldığınız ödüllerin size ne gibi katkıları oldu?

YA: İnsanın kendisine yaklaşabilmesinin en kestirme ve biricik yolunun başkasının onayı, teveccühü ve gözleri olduğunu düşünüyorum. Çok ödüllü bir tasarımcı değilim ama “öteki”ne poz kesmeye ve kısa vadede bazı faturalarınızı kapatmaya yarıyor!

Caner Yılmaz için Caner Yılmaz’la beraber kartvizit, 2019

Size göre iyi tasarım nedir?

YA: Bu çok zor bir soru! Belli bir otoritenin işaret ettiği işler, iyidir diyebilir miyiz? Bunun bir karar mercii var mıdır? Yoksa tamamen kişisel tatminler üzerinden mi ilerler? Benim iyi dediğim işi beriki kötü buluyorsa ne yapmalı? Bir iş tasarım tarihinde sumen altı edilmişse, bu onu kötü mü kılar? Müşterisinin ve tasarımcısının, üzerinde hemfikir olduğu işleri de ‘iyi’ kategorisine sokabilir miyiz? Açıkçası üzerine uzun uzun düşünülecek, yazılıp çizilebilecek derinlikte bir konu.

Şeyler, Şekiller ve Harfler / ’Tasarımcısız Tasarım’, ’Kendi, Kendime, Kendimden, ’O’’, Kişisel proje, 2018


Bugüne dek işlerinizde telif sorunları yaşadınız mı? Tasarım alanında dikkatinizi çeken ya da öncelikli gördüğünüz benzeri sorunlar nelerdir?

YA: Hayır, yaşamadım. Tektipleşme, satır aralarını okumaya teşvik etmeksizin salt sayfa düzenlerinden ibaret tasarım anlayışları, fikriyat ile fiiliyat arasındaki çizginin muallaklaşması/zayıflaması şeklinde sıralayabilirim. Ustalarımızın bize daha önce öğütlediği gibi tasarımda gelgeç heveslere kapılmamanın gerekliliğine inanıyorum.


İletişim tasarımı alanındaki güncel işleri takip ediyor musunuz? İlgiyle takip ettiğiniz tasarımcılar/işler var mı?

YA: Çok var! Bir çırpıda aklıma gelenler: James Langdon (http://jameslangdon.net/), Karl Nawrot (https://www.voidwreck.com/), James Goggin (https://www.practise.co.uk/), Karel Martens (https://www.youtube.com/watch?v=CkZT7-Xn4C4), Daniel Eatock (https://eatock.com/), David Reinfurt (http://www.davidreinfurt.com/), OK-RM (http://www.ok-rm.co.uk/), Ines Cox (http://inescox.com/), Na Kim (http://ynkim.com/), Building Paris (http://www.buildingparis.fr/), Jürg Lehni (http://juerglehni.com/). Bir de Radim Peško ve Inga Plönnigs’i Anmadan geçemeyeceğim.

(https://radimpesko.com/) (https://www.ingaploennigs.com/)


Şeyler, Şekiller ve Harfler / ’g’, ’g’, ’g’, Kişisel proje, 2020

Şeyler, Şekiller ve Harfler / ’MI’ ve ’MI’, Kişisel proje, 2020

Tasarım dışında uğraştığınız alan/alanlar var mı?

YA: Edebiyat, psikanaliz, çağdaş sanat oldukça ilgimi çekiyor. Gittiğim her ülkedeki kırtasiye ve kitapçıları gezmeyi de çok severim.

Şu an neler üzerinde çalışıyorsunuz? Yeni projeleriniz var mı?

YA: Güvendiğim, inandığım meslektaşlarımla yaptığım işbirliklerini oldukça önemsiyorum. Karantina günlerinde de bu fikir tokuşturma hâlleri üzerine çalışmaya devam ediyorum. Bunların yanında kişisel projelerime kafa yoruyorum. Sanırım elin sıcak kalması diye bir şey var.


Kartpostal serisi, Kişisel proje, 2018


Ne zamandır GMK üyesisiniz? GMK’nın çalışmaları hakkında ne düşünüyorsunuz?

YA: Yanılmıyorsam bir yılı aşkın bir süredir GMK üyesiyim. Grafik Tasarım alanında kurak bir coğrafyada olduğumuzu düşünüyorum. Tasarımın daha çok konuşulması, tartışılması ve alan açılması/genişletilmesi için GMK’ın gösterdiği çabayı yakından takip ediyorum.


"40.", GMK’nın 40. yılı için afiş, 2019

Mesleğinizin geleceği hakkında ne düşünüyorsunuz?

YA: Teknolojik gelişmelerin bizi nerelere sürükleyebileceği ilgili pek bir fikrim yok açıkçası. Yapay zekâca üretilmiş viskiler, sandalyeler, uygulamalar, giysiler beni eskiden beri ürpertiriyor. Araçlar ve koşullar değişirken biz tasarımcılar olarak kendimizi nerede konumlandıracağız? İnsan ve duyguları bu aşamalarda nasıl bir işlev kazanacak? Yeni ve gelişen dünyada “Tasarımcının rolü ne olacak?” veya “Geleceği Tasarlamak” gibi konulara daha çok kafa yormak lazım sanırım. Bu soruya hakkıyla cevap verebilmem için “transhümanizm” ve “posthümanizm” gibi kavramları içselleştirmem gerekiyor önce.


Bugünkü siz, mesleğinin henüz başındaki size ne söyler?

YA: Aşinalığın estetik tercihler üzerindeki etkilerini takma, şablon değerleri dikkate alma gibi afili laflar edebilmeyi dilerdim!

*Röportaj: Eda Gündüz (GMK Üyesi)