TASARIM ÜZERİNE

RÖPORTAJ

GMK RÖPORTAJLAR

GMK Röportajlar #17: Özden Pektaş Turgut

GMK Röportajlar’ın 17’incisini, üyemiz Özden Pektaş Turgut’la gerçekleştirdik. Hacettepe Üniversitesi GSF Grafik Bölümü’nde Prof. Dr. unvanıyla görevini sürdüren Özden Pektaş Turgut, basılı ve dijital yayınlar ve etkileşimli uygulamalar üzerine ders veriyor. Tipografiye özel bir ilgi duyduğunu ifade eden tasarımcının üretim alanları arasında kaligrafi, foto-manipülatif afiş ve ekslibris tasarımları da yer alıyor. Üyemizle, ajans deneyimiyle başlayıp akademik dünyaya yönelttiği kariyerini, eğitimci ve tasarımcı kimliklerinin birbirini besleyip etkileyen yönlerini, teknoloji ve tasarım ilişkisine bakışını ve mesleğin geleceğini konuştuk.* 



Grafik tasarımcı olmaya nasıl karar verdiniz? Bize serüveninizden bahseder misiniz?

Her ikisi de farklı ilgi alanlarına sahip, eğitimci bir anne-babanın çocuğu olarak büyüdüm. Onların üretken ve öğretici kimliklerinin bende büyük etkisi oldu. Babamın akademisyen bir grafik tasarımcı olması sebebiyle, kütüphanemizi çoğunlukla sanat/tasarım içerikli kitapların oluşturması, evimizde adeta mini bir galeri gibi çok sayıda sanat çalışmasının bulunması, birlikte gezdiğimiz sergiler, tanışıp gözlemleme fırsatı bulduğum sanat/tasarım alanından kişiler çocukluğuma dair önemli hatıralar. Tüm bunlar bilinçaltınızı ister istemez besliyor ve belli bir vizyon oluşturmanızı sağlıyor. Grafik tasarımcı olmak hakkında kararım ise sanırım üniversite eğitimim sırasında netleşti. Anadolu Üniversitesi G.S.F. Grafik Bölümünden mezunum ve lisans eğitiminde aldığım dersler, hocalarım ve bölümdeki atmosfer bir bütün olarak bana bu mesleğe dair neler yapabileceğim hakkında geniş bir perspektif kazandırdı. Okulumun teknik olanakları, gelen konuk tasarımcılar/eğitmenler ve derslerde verilen tasarım projeleri, tasarımcı kimliğimi zenginleştirdi, çıtayı yükseltti benim için. Mezun olduktan sonra çalışma hayatının gerçekleri ise “öğrenciliğin kıymetini anlamamı” sağladı. O zamanlarda bir an önce büyüyüp mesleğe atılmak istiyorsunuz, şimdi ise bazı anlarda en başa dönmek düşüncesi çok cazip geliyor.

İletişim tasarımında ilgi duyduğunuz/çalıştığınız spesifik bir alan var mı? 

Durağan veya hareketli fark etmeksizin tipografi temelli tüm tasarımlar ilgimi çekiyor. İster afiş isterse sayfa tasarımı veya kitap kapağı olsun beni en fazla heyecanlandıran tasarımlar genellikle ağırlıklı olarak tipografik çözümler içeriyor. Sanatta yeterlik tezimin de konusu olan, basılı ve elektronik yayın tasarımları zaten akademik araştırma alanım ve bu alandan örnekleri de takip ediyorum. Üniversitede lisans ve lisansüstü seviyede, basılı ve dijital yayınlar ve etkileşimli uygulamalar üzerine ders veriyorum. Kaligrafi ise serbest olarak en sevdiğim ve ürettiğim alan, kültürel farklılıkların yazı aracılığıyla oluşturduğu dokuyu ve yarattığı etkiyi seviyorum. Özellikle faklı malzeme ve tekniklerin bir arada kullanıldığı çağdaş kaligrafi yorumları heyecanla takip ediyorum. Kaligrafik+foto manipülatif afiş çalışmaları ve ekslibris tasarımları da üretim alanlarımdan.


7SINS, Kaligrafik tasarım serisi, 2018


Sizce bir tasarımcının tasarım anlayışı ile müşterinin beklentileri veya kararları arasında nasıl bir denge olmalı?

Bu süreç adeta tasarımcı ve müşterinin yaşadığı bir birliktelik, uzun, kısa, yüzeysel, derinlikli... Bu birlikteliğin nasıl olacağı ve dengeyi sağlayan kriterlerin neler olacağı biraz deneyime bağlı gibi. Müşterinin ihtiyacını tam ve doğru biçimde ifade edebildiğini varsaydığımızda, tasarıma ilişkin problemin çözümü noktasında en önemli kısmın halledildiğini düşünüyorum. Tarzını bildiği ve önceki çalışmalarını referans alarak tercihte bulunduğu bir tasarımcıyla yola çıkıyorsa, müşterinin sonuçtan memnun kalmaması pek mümkün değil gibi geliyor bana. O tam olarak ne istiyor, istediği ve hayal ettiği arasında nasıl bir fark var ile başlayan bu zorlu keşfetme ve deşifre etme sürecini de tasarımcının yönettiğini düşünüyorum. Tasarımcı doğru soruları sorup cevapları alabiliyor, egosunu biraz geride tutup empati yapabiliyorsa, tasarımın hayata geçirilmiş sonucu mutlaka tatmin edici oluyor. Müşterinin ise beklentilerini dürüstçe, apaçık biçimde anlatması ve sonrasında tasarımcının bilgisine, tecrübesine güvenmesi, kararların tasarımcıya müdahale etmeden ama ortak görüş ile şekillenebilmesi gerekir.

Bugüne dek yaptığınız işler arasında sizin için en önemli olanlar hangileri?

O an hangi iş üzerine çalışıyorsam, o önemli benim için. Tasarım sürecinde veya sunumunda yaşadığım, hafızama kazınan bir olay yoksa, geçmişe dönük çalışmalarımı önem açısından sıralamam çok zor.

Water Is Life / Su Hayattır, Afiş tasarımı, 2009

Bugüne dek sizi en fazla etkileyen tasarım hangisi ve neden?

Aslında buna birden fazla örnek verebilirim: En etkileyen çalışmalardan ilki, öğrenci olduğum 1998’de benim de ilk kez katıldığım Grafist etkinliğine gelen konuk tasarımcılardan Peter Biľak’ın “Transparency” çalışması. İnce bir booklet olan çalışmanın özelliği, metinlerin, kitapçığın içinden çıkan mavi ve kırmızı asetatlar ile çözümlenmesi. Slovence ve İngilizce olmak üzere iki dildeki yazıların üst üste, mavi ve kırmızı renkte basılarak tasarlandığı sayfalar ancak üzerine doğru renkteki filtre konulduğunda okunabiliyor. Sanırım tasarım fikri ve çözümü beni çok etkilemişti. Sonradan öğrendim ki bu çalışma Peter Biľak’ın master tezi uygulamasıymış. Aklıma gelen bir diğer çalışma ise kurumsal kimlik çözümlerine bayıldığım Paula Scher’in dev boyuttaki kartografik resimleri. Harfleri, sözcükleri elle tek tek ve ince ince yazarak oluşturduğu tipografik haritalar üzerinde kıtalara, ülkelere, sokaklara, bölgelere, posta kodlarına kadar tüm verileri belli bir sistemde görselleştirmesi ve haritalamadaki obsesif yaklaşımı beni cidden çok etkilemişti.

Yaşadığınız şehrin tasarımlarınızı etkilediğini düşünüyor musunuz?

Bulunduğum şehirlerin beni beslediğini, etkilediğini düşünüyorum. Bunun mutlaka uzun yıllar boyunca yaşadığım kalıcı bir yer olması gerekmiyor; belli aralıklarla, 3-4 aylık veya daha kısa sürelerde bulunduğum yerler bile etkiliyor. Bulunduğum şehrin insanı, mimarisi, doğası, dili veya kültürüne ait öğrendiğim, yeni olan her şey zihnimde farklı kapıları açmaya başlıyor. Önemli olan ne kadar etkileşimde bulunduğum, nasıl hissettiğim ve merakımın uyanıp uyanmadığı. Sanırım benim için yeni olanı keşfetmenin heyecanı bu etkiyi sağlıyor. Kuşkusuz hayatımın nasıl bir dönemine denk geldiği de önemli, ona göre çevremi algılama biçimim değişiyor. Bu süreçteki gözlemler ve deneyimlerim sonucunda etkilendiğim bir renk, doku veya form da ister istemez tasarımlarımda etkisini gösteriyor.

Portas, Dijital tasarım serisi, 2019

Bugüne dek işlerinizde telif sorunlarıyla karşılaştınız mı? Tasarım alanında dikkatinizi çeken ya da öncelikli gördüğünüz benzeri sorunlar nelerdir?

Kişisel olarak karşılaştığım bir sorun olmadı ama çevremde bu konuda en sık duyduğum sorun, tasarımın kopyalanıp, ufak bir müdahaleyle yeniden veya izinsizce kullanılması oluyor. Öğrencilerimize özellikle fikir hırsızlığının önemini ve özgünlük kavramının kıymetini öğretmeye çalışıyoruz. İnternette beğenip seçtiği bir görselin üzerinden vektörel programlarda çizerek oluşturduğu ya da çizip rengini/dokusunu değiştirdiği biçimin artık kendisine ait bir tasarım olduğunu düşünenlerin sayısı hâlâ mevcut. Çoğu zaman ortaya konan tasarımın bir bütün olarak fikir, taslak, geliştirme ve karar verme süreçlerine sahip olmadan, doğrudan son hâline ulaştığını düşünmek de tasarıma ilişkin temel sorunlar arasında bence. Aşamaların önemini kavramadan, anında ürünün bitmişini eline almak isteyen veya bu anlayışa göre fiyatlandırma çabasına girenler de aynı sorunun parçası.

İletişim tasarımı alanındaki güncel işleri takip ediyor musunuz? İlgiyle takip ettiğiniz tasarımcılar/projeler var mı?

İnternet tarayıcımın sık kullanılanlar menüsü, klasörler hâlinde farklı alanlardan tasarımcıları içeriyor, hem kendi ilgimi çekenler hem de derslerde öğrencilerime gösterebilmek için seçtiklerim. O yüzden sayısını bilemediğim kadar çok tasarımcı ve çalışması var o klasörlerde. Ağırlıklı olarak afiş, kitap kapağı, hareketli grafikler, jenerik tasarımlarını arşivliyorum. İsim vermem gerekirse Erman Yılmaz, Geray Gencer, Utku Lomlu hızlıca aklıma gelenler. Rodrigo Corral’ın kitap kapaklarını, Peter Bankov’un afişlerini, Pentagram bünyesinde gerçekleşen sergileme tasarımı alanındaki çalışmaları ve Fons Hickmann’ın kültürel etkinliklere yönelik afiş tasarımlarını beğeniyle takip ediyorum. Typographic Posters ve Manifold tasarım üzerine okumalar ve çalışmalara göz atmak için sürekli gezindiğim platformlar arasında.

Sosyal afiş tasarımı, 2013


Eğitimci ve tasarımcı kimliklerinizin birbirlerine etkileri nelerdir?

Lisansımı bitirdikten sonra bir süre sektörde tasarımcı olarak çalıştım. Sonrasında ajanslardaki çalışma şartlarının zorlukları, işverenlerin tutumu ve ekonomik krizin etkileriyle ve biraz da nefes alabilmek için akademik hayata yöneldim. Planım lisansüstü eğitimimle birlikte serbest tasarımcı olarak çalışmaktı fakat yalan oldu. Daha fazla zamanımı alan ve ilgimi çeken akademik kariyer baskın geldi. Akademik hayat, sürekli okumanız, yazmanız, izlemeniz ve yenilikleri takip etmeniz gereken, gecesi gündüzü hiç bitmeyen bir süreç. Benim en sevdiğim yönü ise farklı kişilerle çeşitli kanallardan sürekli iletişim hâlinde olup paylaşımda bulunmak. Bilfiil tasarımcı olarak çalıştığım süreçte edindiğim tecrübeler, tanıştığım insanlar ve yaşadıklarım eminim akademik kimliğime katkı sağlamıştır. Derslerde anlattığım bilgilerin havada kalmamasını, profesyonel hayatta edindiğim tecrübelerle destekliyorum. Geçmişte birlikte çalıştığım ve halen iletişimde olduğum meslektaşlarımı sektöre ait bilgilerini paylaşması için derslere davet edebiliyorum. Akademik ortamda öğrencilerimden ve çalışma arkadaşlarımdan öğrendiklerimin, tasarımcı kimliğimi beslemesi şansına da sahibim. Dolayısıyla ne mutluyum ki, her iki yönümün birbirine kattıklarıyla sürekli güncelleniyorum.

Kolombiya-Türkiye kültürel ortaklık kapsamında afiş tasarımları, 2012


Size göre iyi tasarım nedir?

İyi veya kötü biçiminde kategorize edemem ama doğru şekilde tanımlanan bir soruna yönelik geliştirilen en yalın ve çalışan çözüm diyebilirim. Önemli olan şey, bulunan çözümün, belirlenen ihtiyaca yönelik bir cevap oluşturabilmesi, estetik kaygıların ötesinde görevini yapması.

Son dönemde üzerinde çalıştığınız yeni projeleriniz var mı?

Yakın zamanda bir sanatçının eserlerinden ve yazılarından oluşan kitabını tasarladım, henüz basım aşamasında, merakla bekliyorum sonucunu. Son zamanlarda üzerinde çalıştığım tasarım projeleri, çoğunlukla üniversiteme bağlı kurumsal işlerden oluşuyor. Çağdaş sanat eserlerinden oluşan bir koleksiyona sahip sanat müzemizin web sitesinin yeni tasarımını yaptım. Sanal gezinti seçeneklerini de barındıran sitenin ufak eksikleri kaldı, tamamlanmak üzere. Diğer bir proje ise başlangıç aşamasında. Konservatuarımız bünyesindeki bir alan için sergileme tasarımı gerçekleştiriyor; iç mekândaki karşılama ve sergileme ünitelerinin yanı sıra çevrimiçi bilgilendirme grafiklerini de tasarlıyoruz. Bunlardan başka akademik yayın faaliyeti olarak bir kitap bölümü yazdım ve söz verip zamansızlıktan ertelediğim bir sergi planlamasının tam ortasındayım.


Quotes, "Expressions" Afiş Sergisi, 2018

Tasarım dışında uğraştığınız alan(lar) var mı?

Üniversiteden önce başladığım, uzunca bir süre çaldığım klasik gitarım maalesef çok uzun süredir ilgi bekliyor. Zaman ayırabildiğimde adventure ve rt strategy bilgisayar oyunlarıyla ilgileniyorum. İlgilendiğim çoğu konu bir şekilde mesleki alanıma girdiği için bu soruyu biraz çekinerek cevaplıyorum açıkçası. Özgün baskı, sevdiğim ve uğraştığım bir alandı, artık atölye olanağım kalmadığı için yerini evde farklı malzemeler ve mürekkeple yaptığım deneysel çalışmalara bıraktı, bundan oldukça da keyif alıyorum. Yürüyüş yapmayı seviyorum, yeni yerler görmek ve sokaklarında kaybolacağım keşiflerden mutlu oluyorum. Fotoğraf çekmek bu anlamda hem bolca uğraştığım hem de çalışmalarıma görsel açıdan malzeme sağlayan bir alan.

Ne zamandır GMK üyesisiniz? GMK’nın çalışmaları hakkında ne düşünüyorsunuz?

Mesleğimizin bilinirliğini artırma ve tanıtımında önemli bir rolü olan GMK’nın 2013’den bu yana üyesiyim. Uzun zamandır Grafik Tasarım Sergilerini izliyor, Yazılar yayınlarını takip ediyordum fakat dernekte aktif rol aldığımı söylemem. Son yıllarda, geniş ölçekteki tasarımcıların buluşmasına çaba gösterdiğini, iletişim kanallarını dinamik kullandığını, verdiği burs ve düzenlediği etkinliklerle grafik tasarımcı adaylarının eğitimine de katkı sağladığını görüyorum ve açıkçası daha ilgiyle takipteyim. Tasarıma ilişkin sergi ve yarışma haberlerini içeren GMK’nın web sitesinin güncelliği, öğrencilere verilen önemin bir göstergesi olan GMK Kampüs, Sunumlar, Söyleşiler gibi etkinlikleri benim açımdan çok kıymetli. Artık etkinliklerin çevrimiçi platformlardan da izlenebilir olması, başlı başına bir teşekkürü hak ediyor. Umarım yakın gelecekte tüm şehirlerden, iletişim tasarımının farklı alanlarından profesyonellerin, eğitimcilerin ve öğrencilerin buluşmaları daha sıklaşsın, daha çok iletişimde olalım.

Dijital exlibris tasarımları, 2020

Mesleğinizin geleceği hakkında ne düşünüyorsunuz?

Kendi öğrenciliğim zamanında aldığım eğitim ile bugünün grafik tasarım eğitimi arasında ne kadar fark varsa, mesleğin geleceği de aynı şekilde değişiyor. İnsan ve zaman faktörlerine bağlı zorunlu bir değişim bu. Zaman artık çok daha kıymetli ve hızlı akıyor, daha çok veriye daha hızlı biçimde ulaşmak istiyoruz, tasarımda etkili ve çarpıcı görselliğe sahip birden fazla duyuyu harekete geçiren deneyimler yaşıyoruz, tüketim çok yoğun, birçok konuda mecraya özel dönüşümler yaşanıyor. Dolayısıyla gelecek planlamasındaki beklentiler söz konusu olduğunda, üretenin ve talep edenin de ayrı ayrı değiştiğini hesaba katmak gerekli. Görsel iletişime ihtiyaç olduğu sürece, teknolojinin sağladığı yeni çözümlerle güçlenen grafik tasarımcılık mesleği de önemini korumaya devam edecektir, diye düşünüyorum.

Her geçen gün ulaşılması kolaylaşan teknolojinin grafik tasarıma etkileri üzerine ne düşünüyorsunuz?

Teknoloji hayatı kolaylaştırmak için var zaten, ona ulaşmak ve kullanabilmek ne kadar kolaysa o derece görevini yerine getirebilir bence. Yaratıcı düşünme biçimi, bilgi ve uygulama becerisinin birlikteliğinden güç alan grafik tasarım, teknolojiden ayrı düşünülemez fakat ondan bağımsız da varlığını sürdürebilir. Teknolojinin tasarım ile ilişkisi de üretimde kolaylık ve zamandan tasarruf sağlamak, yeni tasarım alanlarının doğmasına vesile olmak şeklinde etkisini gösterir elbette.

Yunus Emre temalı afiş tasarımları, 2016-2018

Grafik tasarımın toplum üzerindeki etkisi ve tasarımcının sorumlulukları hakkında ne düşünüyorsunuz?

Grafik tasarımcının kullandığı araçların çeşitliliği ve insan odaklı iletişimin yoğunluğu, bu alanın toplum üzerindeki etkisini de güçlendiriyor. Grafik tasarımın, toplumsal reflekslerin harekete geçirilmesinden görsel algı ve beğeni düzeyine katkı sağlamaya kadar birçok konuda önemli rolü olduğunu düşünüyorum. Çoğu zaman mesleğimizin sorumluluk alanı ve çalışma biçimi hakkında karşı tarafa kendini ifade eden konumundayız. Ne yaparız, ne yapamayız veya sonuca nasıl ulaşırız gibi sorularla, grafik tasarımın aynı zamanda bir süreç yönetimi olduğunu, gücünü çokkatmanlı yapısından aldığını devamlı ve doğru biçimde anlatmamız gerekiyor. 

Bugünkü siz, mesleğinin henüz başındaki size ne söyler?

Sorumluluklar artmadan yeni yerler keşfet, bol bol eğlen ve güzel anılar biriktir.

*Röp. Behiye Aycan Erarslan (GMK Üyesi)