GÜNCEL

DÜNYADAN

BİENAL

Londra Tasarım Bienali'nde "Dilek Makinesi"

Bu yıl ilk defa 7-27 Eylül 2016 tarihleri arasında "Utopia by Design" (Tasarımla Ütopya) teması altında düzenlenecek Londra Tasarım Bienali, Türkiye'nin de aralarında olduğu 30'un üzerinde ülkenin katılımıyla gerçekleştirilecek. Bienalin, İKSV'nin koordinasyonuyla gerçekleşecek Türkiye sergisinde ise çok disiplinli tasarım stüdyosu Autoban'ın hazırladığı "Dilek Makinesi" adlı proje yer alacak.      

  

 

 


Sir Thomas More'un 1516 tarihli klasik eseri Ütopya'nın yayımlanışının 500. yıldönümü dolayısıyla böyle bir tema belirleyen Londra Tasarım Bienali, Somerset House'un tamamına yayılacak. Bienal, altı farklı kıtadan tasarımcıları bir araya getirerek bir münazara, tartışma ve iş birliği platformu oluşturmayı hedefliyor ve ütopik düşüncenin tarihi ekseninde tasarımın insanlığın en zorlu meselelerini çözmedeki rolünü düşünmeyi ve sorgulamayı amaçlıyor.

 

Seyhan Özdemir, Sefer Çağlar, Fotoğraf: Sıtkı Kösemen


2003 yılında Seyhan Özdemir ve Sefer Çağlar tarafından İstanbul'da kurulan Autoban'ın bu projesi, Anadolu inanışında derin bir yere sahip; Yunan, Kabala ve Pers inançlarında da rastlanabilen kadim bir kültürel gelenek olan dilek ağacından ilham alıyor. "Dilek Makinesi" bu çok kültürlü geleneği, tasarım ve ütopyanın birlikte nasıl işleyebileceğine dair temel bir kavrayış olarak ele alıyor.

Dilek Makinesi / The Wish Machine


Bienal mekânı için özel tasarlanmış bu disiplinlerarası ve kolektif çalışma; gerçek, etkileşimli ve kusursuz işleyen mekanik bir sistem oluşturmak üzere farklı uzmanları bir araya getirdi. Dilek Makinesi’nde; yansımalı, nefes alıp verir gibi hava basıncıyla çalışan pnömatik bir sistem görünümündeki bir mekânda ziyaretçiler, şeffaf tüplerden yapılmış altıgen bir tünelin içinden geçmeye davet ediliyorlar. Umutlarını, geleceklerini, ütopyalarını ve dileklerini yazdıkları kâğıtları tünelin sonunda bulunan kapaktan "Dilek Makinesi"ne yerleştiriyorlar ve bu notlar, tüpler aracılığıyla ziyaretçilerin görüş alanının dışında bir yere doğru yolculuğa çıkıyor. Bir dileğin gerçekleşmesi için bir gölün dibine bozuk para atma veya bir mum yakma eyleminde olduğu gibi, "Dilek Makinesi"nde de seslenilen o nihai yer gizemini koruyor. Kaos ve çeşitlilikten mükemmel bir "düzen" yaratmaya çalışan önceki sistemlerin eninde sonunda başarısız olduğu görüşüne sahip ikili, Dilek Makinesi'nde bu gizemini koruyan, sonsuz yolculuğu hem bir yöntem hem de bir form olarak benimsemişler. Yolculukları boyunca da More'un yapıtı Ütopya, onları yapıcı düşünceye iten ve ümidin özünü korumalarını sağlayan bir nirengi noktası olmuş.

Dilek Makinesi / The Wish Machine